MIT(Massachusetts Instıtue of Technology), Boston’daki
üçüncü günümüzde ziyaret ettiğimiz, ikinci Üniversite. MIT internet
sitesindeki “visitor” linkinden, gerekli tüm bilgileri öğrenerek gittiğimizden,
parkyeri aramamak için, yine metroyu tercih ettik. Wakefield Oak Grove'dan
Orange Line“T”ile Downtown Crossing Station (merkez istasyon)' gidip, Red Line
"T" ye aktarma yaparak, MIT-Kendall Square “T” Station (metro
durağı)’a indik. MIT haritalarını,
kampüs turu ile ilgili bilgileri almak için, Building 7 (Bldg.7-Rogers Building) -77
Massachusetts Avenue’ya gidip, lobide hemen sağdaki
kapılardan girip “Information Center (7-121)”a ulaştık. Burası MİT ile
ilgili herşeyi cevaplayan bir kaynak. Burada, 11.00 am’de başlayacak olan öğrenci rehberli
MIT turuna katılabileceğimizi öğrendik.
MIT Building 7 (Bldg.7-Rogers Building) -77 Massachusetts Avenue |
Haritaya
baktığında MIT içinde, adreslerin, binaların ve
odaların rakamlarla belirlendiğini farkediyorsunuz. Ne de olsa MIT, sayılar
önemli… Mesala,
"3-208" ile, bina 3, ikinci kat, 208. oda
gösterilmekte. Bu yüzden bir yeri soracağınız zaman elinizdeki haritaya bakıp,
numarasını söylerseniz, daha kolay anlaşılıyor!
MIT
kampüs vizyonu, hizmet
verdiği toplumun hayati, ileri görüşlü ruhunu güçlendirir
mimarisi ile, fikirlerin çapraz olarak birbirini beslediği bir altyapıyı oluşturmak olarak belirlenmiş. Çok ilginç,
estetik, doğa ve insan dostu yapılar var. İlginç hikayeleri olan heykellerle süslenmiş kampüs. Estetikle zekanın ortak ürünü olan, tam da MIT’ye yakışır şeyler! Alvar Aalto (Baker House), Eero Saarinen (MIT
Chapel, Kresge Auditorium), I.M. Pei (Wiesner Building, Green Building, Dreyfus Building, Landau
Building), Steven Holl (Simmons Hall), and Frank Gehry (The
Ray & Maria Stata Center), tamamı MIT için tasarlanmış binalar ve mimarları.
The Alchemist Statue at Massachusetts Avenue |
Ziyaretçiler kampüs içinde, pazartesi'den
cuma'ya kadar, 06:15 am, 07:10 pm. arasında çalışan, ücretsiz, “Tech Shuttle” otobüslerini kullanabiliyor. Bu,
hafta sonları ve
MIT tatil günleri çalışmıyor.
Kendi içlerindeki “Otopark ve Ulaşım Dairesi”, ayrıca tüm MIT mensupları için, MIT
“Saferide” olarak bilinen, MIT kampüs içinde
ve çevresinde gece güvenli bir ulaşım aracı
sağlıyor. Bu ücretsiz bir hizmet ve ama sadece MIT
toplumunun tüm üyeleri kullanabiliyor.
1861
yılında, William Barton Rogers tarafından kurulmasına rağmen, Enstitü, kurucu tüzüğünün onaylanması
dört yıl sonra, 1865
yılında, ilk öğrencilerini kabul
etmiş. Temel ilke olarak, mesleki
yeterliliğin, öğretim ve araştırmanın eşleşmesi ve gerçek dünyanın
problemlerine dikkatle odaklanma ile en iyi şekilde teşvik edileceği olmuş. Bu
sene +150 yılını kutlarken, bu temel ilkeyi, bugünde eğitim ve araştırmanın,
pratikte dünya için önemi ve uygulanabilirliğini sürdümenin MIT’nin ana amacı olarak sürdürmekteler.
MIT +150 |
2009-2010
döneminde, 4,232 lisans ve 6,152 lisansüstü öğrencisi
olmak üzere toplam 10,384 kayıtlı öğrencisi varmış. Şu
an geçerli akademik yıl için, 115
ülkeden, 391 lisans ve 2,331 yüksek lisans
öğrencisi olarak toplam 2.722 uluslararası öğrenci bulunmaktadır.
Kadınlar 1871 yılından beri MIT’ye kabul edilmektedir. Şu andaki kadın öğrenci oranı
%45civarındadır. Ayrıca kampüste, değişim,
ziyaret ve özel öğrenci kapsamında 437 öğrenci
varmış. Mimarlık ve planlama Fakültesi (3), Mühendislik Fakültesi (9),
Beşeri Bilimler, Sanat ve Sosyal
Bilimler Fakültesi (12), Sloan Yönetim Fakültesi, Fen
Fakültesi (6), Whitaker Sağlık
Bilimleri ve Fakültesi, Oşinografi ve Uygulamalı Okyanus Bilimi ve Mühendisliği MIT-WHOI Ortak Programı
bölümleri ve programları bulunmakta.
MIT +150 in 7-121 Lobby |
Saat 11:00 am'de 7-121'de kalabalık bir grup beklemeye başladı. Bunlar, bizim gibi MIT'yi tanımak isteyen ama şimdiden "çocuklarının burada okuduğunun hayalini kuran" ebeveynler ve pırıl pırıl gençlerdi. Bizim
grubun rehberi, 3. sınıf kimya öğrencisi olan, voleybol oynayan, ispanyolca
bilen ve piyano çalan Brezilya asıllı, oldukça güzel bir kızdı. Tur 7-121 "Information Center" önünden başladı. Çok neşeli ve keyifli bir tur oldu. Günün ilk turuna bu kadar çok
talep olduğunu görünce nedense pek şaşırmadık. Tura rehberlik eden MIT öğrencileriyaklaşık 20 kişiden oluşan 10
gruba böldüler hepimizi. Saat 3:00 pm’deki
ikinci grupta durum nasıldı bilemiyorum… Bizim grupta Venezüla’dan gelen bir aile ile de tanıştık. Biz yine grubun
tek Türkiye temsilcileri olarak, gururla ve umutla yerimizi aldık!
MIT Guided Tour |
İlk
olarak Stratton Student Center (Bldg.W20)’ye gittik. Burası, yemek yeme
alanları (kafe ve restorantlar), kuaförü, bankası, kuru temizleyicisi, terzisi,
kitapçısı, marketi, postanesi, bilgisayar istasyonları, fotokopi vb. ihtiyaçları
için teknoloji merkezinin bulunduğu, öğrenci merkezine ev sahipliği yapan bir bina.
Burada da kendi polis va acil durum merkezleri var.
MIT Bldg.7 (Rogers Building) -77 Massachusetts Avenue |
Stratton’dan
çıkınca Albert ve Barrie Zesiger Spor ve Fitness Merkezi (Bldg.W35)'ne gittik. Burasının, 2002 yılında
açılışından bu yana, MIT kampüs yaşam kalitesi
üzerinde büyük bir etkisi olmuştur.
Son teknoloji ürünü olan bu spor kompleksi, 450 seyirci oturma alanı, 50 metrelik
olimpik sınıfta bir havuzu,
ayrıca bir eğitim havuzu, 1,000 metrekarelik bir fitness
merkezi ve uluslararası rekabet
standartlarına göre inşa edilmiş altı adet
squash kortu içerir. 5,000 metrekarelik bir
çok aktivite alanında, voleybol, aerobik ve
basketbol imkanlarını da sunuyor.Kompleks,
3,700 metrekarelik bir alanında da, spor hekimliği, idari
ofisler ve soyunma odalarını içerir. Rehberimiz, ilginç bir bilgi de aktardı bize. Tüm MIT
öğrencileri yüzme dersini almak ve bu dersten geçmek zorundaymış. Charles Nehri
kenarında olmaları sebebiyle, öğrencilerin güvenliğini garanti altına almak
için, bu kuralın konduğunu ve mutlaka uygulandığını söyledi. Son sınıfta dahi
olsa, yüzme dersini tamamlayıp, geçemeyen hiç kimse, MIT’den mezun olamazmış.
Zesiger Spor ve Fitness Merkezi (Bldg.W35) |
Dışarıya
çıktığımızda, rehberimiz bize karşıda bir bina gösterip, kaç katlı olduğunu
tahmin etmemizi söyledi. Işıl ışıl görünen binaya dair en yakın tahmin 25 kat oldu, ama o da yanlışmış…
Bldg.W35'ten Simmons Hall görüntüsü |
Simmons Hall (Bldg. 79), mimar Steven
Holl ve Perry Dean Rogers Mimarlar işbirliği tarafından, 350 lisans öğrencileri için,
on katlı bir öğrenci
yurdu ve fakülte olarak tasarlanan bu ilginç
bina, bir bilgisayar alanı, fitness salonu, müzik odası ve giriş katında yemek
alanı içermekteymiş. Simmons’un bu "cesur" geometrisi, zaten bir Cambridge simgesi olmuş... Binanın parıltılı dışı, anodize
alüminyum bir ızgara
ile bağlantılı fazla 5,500 pencere ile sarılmış.
Bina gündüz yansıttığı ışık ile hava karardıktan sonra
ise iç ışık ile bütün
gün parlamakta ve olduğundan daha yüksek olarak algılanmakta. Simmons Hall, Amerikan
Mühendislik Şirketleri Konseyi 2004 Mühendisliği
Mükemmellik Onur Ödülü de dahil olmak üzere sayısız ödül almış.
Simmons Hall (Bldg. 79) |
Bir sonraki yer, Kresge Auditorium (Bldg.W16). 1,200 kişi kapasiteli bir ana konferans salonu ve 212 kişi
kapasiteli The Little Theatre (küçük tiyatro) olan, bu güzel tasarımlı bina 1955 yılında tamamlanmış. Rehberimizin
söylediğine göre en son Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg
burada öğrenciler hitaben bir konuşma yapmış.
Kresge Auditorium (Bldg.W16) |
Hemen
yanında silindir şeklinde hiç penceresi olmayan, tepesinde değişik bir çanı
olan bir bina gördük. Burası 1955 yılında yapılan bir Chapel (mabet)’miş. Binanın yapısı çok ilginç; dışında hiç pencere yok. Şapelin tabanındaki kemerler
yukarı doğru yansıtılarak, iç mekan duvarlarına dışarıdan gelen ışığın parlak
noktalar halinde görülmesi sağlanmış.
MIT Chapel |
Sonra
tekrar 7-121’e dönüp, ana lobiden, “Infinite
Corridor (Sonsuz Koridor)” olarak bilinen merkezi koridora girdik. "Enstitünün
omurga"sı olarak tarif edilen, kampüsün
kalbinden geçen, 825 metre uzunluğunda bu koridorda,
dolaşmak insanı çok etkiliyor. Kampüsteki çoğu bina, birbirine, buna benzer
koridorlarla bağlı. Toplamda bu
koridorların yaklaşık 7 mil uzunluğunda olduğu yazılıyor. Biz dolaşırken, bazı kapıların ardında dersler devam ediyor, laboratuvarlarda deney yapanları ve çalışanları görüyorsunuz.
Açık bir üniversite bu, sizi dahil ediyor…
Infinite Corridor |
Infinite
Corridor’da Bldg3.’e geldiğinizde "Design &Manufacturing 1"in panosunda
sergilenen, 1. Sınıf makine mühendislerinin, her sene bir konu seçilerek
düzenlenen yarışmasının, seçilmiş robotlarını gördük. Bundaki konu Mısır piramitleri olarak seçilmiş. Bu dersi alan her öğrenciden, senenin sonuda, piramit
merdivenlerini çıkabilecek ve bu sırada bir şey taşıyabilecek, kendi malzemeleri
ile yarattıkları bir robot yaratmaları istenmiş. Yalnız hiçbir şeyi hazır alamıyorlarmış,
tüm parçaları kendilerinin tasarlaması ve yapması şartmış. Oradaki
mühendislerin nasıl daha yaratıcı olduğunu ve "Ar-Ge" mantığının nasıl algılandığını;
bizim gibi ülkelerde ise Ar-Ge'nin yurdışına gidip, nasıl yaptıklarını iyice belleyip, parçaların mümkünse tamamını hazır alıp, bunu da burada niye Ar-Ge
adı altında sattığımızı anlamak için bu küçük panouyu ve 1. Sınıf öğrencilerinin
çalışmalarını görmek yeterli olacaktır sanırım! İmkan ve vizyon meselesi...
Buradan
dışarıya, Killian Court’a çıktık. Burası
resim gibi tasarlanmış bir tören ve ortak kullanım alanı. Roma’nın Pantheon’u
örnek alınarak tasarlanmış büyük kubbesi, ağaçlarla çevrili üç kanadı, ve 1,000’den
fazla kişiyi alabilen çimenlik geniş alanı
ile kartpostal görünümü veren bir yer. Bu özellikleri ile burası birçok
ilginç hacks görmüş…
Great Dome -Killian Court |
Bu avlunun bir diğer özelliği ise, MIT öğrencileri her zaman çalışmayıp, çok da eğlendiklerini
sergiledikleri bir gösteri alanı olması... Ama bunlar öyle bildiğiniz
gösterilerden değil, şapka çıkarılacak, eğlenceli ve kaliteli zekanın göstergesi
olan “hack”ler. MIT'de “hack” kelimesi,
genellikle MIT topluluğu
(ve hatta bazen dünyanın
geri kalanı!) için faillerine
meydan okumayı ve hem de eğlenceli
olmayı amaçlayan, zeki,
iyi huylu ve
"etik" bir şakayı ya da pratik bir şakayı ifade ediyor. Bunların
bilgisayar (ya da telefon) “hack”i ile ilgisi yokmuş, ona "cracking" diyorlarmış. 1989 yılından beri MIT’deki “hack”ler ile ilgili bilgileri daha
detaylı öğrenebileceğiniz internet adresi
http://hacks.mit.edu. Ve http://alum.mit.edu/pages/sliceofmit
Cambridge Police Car on The Great Dome 9 Mayıs 1994 |
Ayrıca
en iyilerini sergileyen ve gerçek zekanın nasıl eğlendiğini vurgulayan, Ray ve Maria Stata
Merkezi (W32) MIT Gallery of Hacks ( MIT Hacks Galerisi)’ni ziyaret etmenizi de tavsiye
ederim.
Stata Merkezi (W32) - MIT Hacks Galerisi |
Burada Büyük Kubbenin tepesine nasıl yerleştirildiği çözülemeyen kampüs
polis arabasının birebir aynısı, sonradan mezun edilip kep bile takmış olan, gerçek boyutlarında bir inek maketini
görebilirsiniz… Öğrenciler ineği sonradan ödünç aldıkları restoranta geri götürdüklerinde restoran sahibi "O artık MIT'li oldu geri alamam!"demiş. Bunun üzerine ineğe bir kep giydirilerek, diploma töreni yapılmış ve MIT mezunları arasındaki yerini almış!
Stata Merkezi (W32) - MIT Hacks Galerisi |
Sonra
Bldg.2’ye girip, önce MIT’nin ilk kadın mezunu olan Ellen Swallow Richards’ı
anlatan "Swallow Lobby"yi gezdirdi ve onu anlattı bize rehberimiz. Bu bilim kadını, 1873
yılında içme suyunun temizliği konusunda çalışmaları olan bir kimyacıymış. Sonra Matematik Bölümü, Hayden Memorial
Library Building ve Beşeri Bilimler, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi dolaşıldı. Bldg.14’den çıkp, McDermott Court’a çıktık. Ortada yine çok ilginç bir heykel
gördük. Adı Big Sail (La Grande Voile). 40 foot uzunluğundaki heykel, tamamı Alexander Calder tarafından Fransa’da üretilen ve gemiyle Cambridge’e getirilip burada birleştirilen, 35
parçadan oluşmuş.
The Big Sale, 1965 |
Bu
alanı çevreleyen Walker Memorial (Blkg.50), Yeşil Bina (Bldg. 54) ve Kimya
Binası (Bldg. 18) hakkında bilgi alıp, Ames Street"e doğru ilerledik.
Ames Street boyunca ilerlerken, sanat ve teknoloji binası Weisner Building
(Bldg. 15), 24 tane tüm gün, 50 tane part-time çalışan doktorun görev yaptığı tıbbi bir merkez
olan, Sağlık Hizmetleri Merkezi (Bldg.E23)'nı gösterdi bize rehberimiz. Buradaki tüm öğrencilerin ve kampüs mensuplarının sağlığı işte bu kadar önemli onlar için! Yine ilginç bir tasarımı olan, üçgen şeklindeki Kimya
Mühendisliği Binası (Bldg. 66) yı da gördük.
MIT Campus |
Bldg.66
ve Bldg. 56’nın köşesinden yine bir koridora girdik. Burası “Athena Computer
Cluster”mış. MIT öğrencileri ve fakülte
mensuplarına, 24 saat, 365 gün kesintisiz hizmet veren, 1,000 iş istasyonu, 140
server ve onlarca lazer printer sağlayan bir merkez. Burada Bldg.2’den tekrar
Infinite Corridor’a girdik. Bldg.8’deki Edgerton’s Strobe Alley’de fotograf ve
serilerin bulunduğu alandan geçip, büyük kubbenin altına Bldg. 10 Engineering
Library’e geldik.
Edgerton’s Strobe Alley |
En
son durak Stata Center (Bldg.32G)'dı. Stata Merkezi, Bilgisayar Bilimleri ve Yapay Zeka Laboratuarı (CSAIL) Bilgi ve Karar Sistemleri Laboratuvarı (LIDS) ve Dilbilim
ve Felsefe Bölümü'e ev sahipliği yapan
etneresan mimaris ile dikkat çekici bir bina MIT Kampüsü içinde. Yine estetikle
zekanın otrak ürünü olan bir yapıyı görüyorsunuz. 2005 yılına Amerikan
Mühendislik Şirketleri Konseyi tarafından “Mühendislik Mükemmeliği Büyük Ödülü”
ve Amerikan Massachusettes Mühendislik Şirketleri Konseyi tarafından
“Sürsürülebilir Mekan Tasarımı Altın Ödülü” ile ödüllendirilmiş.
Stata Cneter (Bldg. 32) |
Zaman içinde, dörtgen kampüsün büyümesi ve artan
öğrenci sayısı, öğretim üyeleri, personel ve ziyaretçiler ile, "Infinite Corridor"da seyahat
MIT meslektaşları için imkansız hale gelince, bir kapıyı açık
bırakmaya karar verilir ve Stata Center yapılır.
Binanın karmaşık dış yapısına rağmen, iç mekan konsepti basittir: mahremiyet
gerektiren işler veya ortak alanlardan uzak, akustik bir
ayrımla bölünme ihtiyacı olan çalışmalar için yer ile işbirliğine
dayalı çalışma alanları, salonlar ve halka açık alanlarda bitişik mutfaklardan oluşmakta. Bir tasarım harikası olan binanın amacı, mümkün olduğunca doğal ışığın, alternatif katlar
arasında, ofisler, laboratuarlar ve
ortak alanlarda binanın içine girmesini sağlamakmış. Büyük cam duvarlar
ve çatılar, araştırma mahalleleri ve
ortak kullanım alanları arasında görsel bir bağlantı sağlayan
üst teras etrafında
yer almaktadır.
Stata Center (Bldg. 32) |
Stata
Merkezi, yağmur suyu yönetim sistemi ile doğal kaynakların korunması için kaydedilen ilerlemeye bir örnek olan,
çevre dostu bir bina olarak tasarlanmış. Bir kuru dere yatağına,
bitişik çatılar ve çevre plazalardan yağmur
suyu toplanıyor ve bir dizi
yeraltı toplama hücrelerinde
tutuluyor. Bu su, bitkiler
ve mıcırlarca süzülüp, sonra da, tuvaletlerde
kullanmak için, binanın içinde bir
tanka gönderiliyor .Pompalar ise, güneş panelleri tarafından desteklenmiş. Bina,
2004 yılında açıldığında, Pulitzer
ödüllü eleştirmen Robert Campbell, Boston Globe’da bina için,", insanların nasıl yaşadığı ve nasıl çalıştıkları konusundaki ciddi düşüncelerini somutlaştıran ve aynı zamanda icadın neşesiyle
bağıran, bir mimari çalışma” diye
yazmış.
Turumuz
bitince bizi tekrar 7-121 Information Center’a getiren güzel rehberimize
teşekkür edip, dünyanın en iyi teknik okulu ve en iyilerin yeri olan MIT’den ayrıldık…
Çağla MIT'de! |
"Acaba Türkiye yerine Amerika'da doğmuş olsaydım, ODTÜ yerine MIT'de Kimya Mühendisliği okusaydım, nasıl bir hayatım olurdu?" diye düşünürken yakaladım kendimi. Üzülmekten alamadım kendimi, biliyorum saçma. İnsanın yaşadığı coğrafya ve bulunduğu kültür tarafından belirlenen şartlar, nasıl da değiştirebiliyor her şeyi... İşte bu yüzden kızım, bütün bu şartları / farklılıkları / ayrıcalıkları görsün, seçeneklerini bilsin / seçmek için çalışsın, hayalleri sınır tanımasın, en iyisini ve kendine en yakışanı yaşasın istiyorum. Tüm çabam, gayretim, umudum ve dualarım bunun için...
Kırk-5'inden sonra gezi merağı! :)
YanıtlaSilOldukça tatmin edici bir sayfa... Teşekkür ederiz.
Bunu(Stata Building MIT) aramıştım?
caniminkiyisi.com a bekleriz...