En son gittiğimiz güzel
şehir Boston’u anlatarak başlıyorum gezi günlüklerime…
New York- İstanbul THY uçuşu ile gittiğimiz için, New York’ta 3 gece kalıp, Boston’a araba ile gitmeyi planladık. Boston’da kalacağımız süre -5 gece- çok azdı. Buna rağmen, iyi bir planlama ile istediğimiz pek çok şeyi yaptık ve çok güzel bir Boston tatili geçirdik. Ben daha da kalmayı isterdim ya, neyse...
Özellikle sonbaharda gitmemiz büyük bir şanstı; herkesin kabul ettiği gibi Boston’u sonbaharda görmek en güzeli… Gerçekten de şimdiye kadar gittiğimiz hiçbir bölge, “New England” gibi gözalıcı sonbahar renklerine ve güzelliğine sahip değildi. Ben hayatımda bu kadar güzel kırmızı ve sarı ağaçlar görmedim...
|
Boston'da Sonbahar |
Boston hep gitmek
istediğim şehirlerden biriydi ABD’de. Bunda Çağla’nın göbek bağının, Hacer Teyzesi
tarafından, 1997 yılının Ağustos ayında Yale Üniversitesi’ne
gömülmüş olmasının payı çok fazla… Çağla bu sene liseye başladı için, ABD’nin
en iyi üniversitelerinin (IYV League) bulunduğu bu bölgeye gitmeyi ve özellikle Harvard, MIT ve Yale’i
görmeyi bizden daha fazla istiyordu.
Ivy League (Sarmaşık Birliği), ABD'nin kuzeydoğusundaki sekiz vakıf üniversitesinin oluşturduğu bir birlik.
Aslında bir spor ligi olarak kurulmuş, ancak zamanla daha geniş bir anlama kavuşmuş. Günümüzde Ivy League, akademik mükemmellik, zor öğrenci alma ve
elitizm ile bağdaştırılmıştır. Okul binalarını kaplayan sarmaşıkların, bu
okulların eski bir geleneğe dayandığını gösterdiğine inanılır ve bu adla
anılır. Birlik okulları, bugün akademik başarı olarak da üst sıradaki Amerikan
okulları arasındadır. Umarım bunlardan birisine kabul edilir kızımız; iyi bir eğitim alır ve insanca bir yaşama ve mutluluğa sahip olur… Dilerim buralara bir sonraki gidişimiz, Çağla’nın kaydını
yaptırmak için olur. Zaten Yale’den ayrılırken, Berkeley College South- Elm
Street kapısında söz verdim Çağla’ya; eğer okumak için buraya gelirse, tam bu noktada Türk Mutfağına ait yiyecekler dağıtacağım kızımın şerefine…
|
Çağla'nın göbeği YALE'e bağlı ! |
Boston gezisini
planlarken öncelikle otelimizi ayarladık. Downtown Boston ve Cambridge civarındaki
oteller daha pahalı. Ayrıca arabamız da olduğu için fazladan araba park ücreti
vermemiz gerekecekti. Bu sebeple sevgili kardeşimiz Burçak bize Wakefield’da
Sheraton Colonial Boston North Hotel & Conference Center otelini ayarladı. Boston Downtown araba ile 20 dakika mesafedeydi. Otelin yeri
gayet güzeldi, parking, Wi-Fi ücretsizdi, odalarımız kocaman ve konforluydu.
Bizler çok şanslıyız; Starwood otel zincirinde çalışan indirimimiz nedeniyle, oteldeki tüm yemeklerde %50 indirimimiz vardı. Sabahları adam başı $7’a açık
büfe mükellef bir kahvaltı yaptık. Türk kahvaltısı çok güzel ve benzersiz biliyorum. Ama ben, "pancake, bacon, waffle, scrambled egg, muffin, french toast, bagel, peanut butter" olan amerikan kahvaltısına da bayılırım. Bir de fırından yeni çıkmış "chocolate chip cookie" ve iyi bir kahve varsa, taparım! Çağla ise "oatmeal"e bayılıyor! Geç geldiğimiz bazı akşamlarda, yemeğimizi de otelde yedik;
gözümüzü ve gönlümüzü doyuran çok lezzetli yemekler tattık.
|
Sheraton Colonial Boston North Hotel&Conference Center |
Size tavsiyem, ilk gününüzü outlet alışverişine
ayırmanız olacaktır. Böylece outlette bulamadığınız veya dolaşırken beğendiğiniz
birşeyi, aklınızda "Daha ucuzunu bulur muyum acaba?" diye bir soru olmadan, rahatça satın
alabilirsiniz. Biz de bu sebeple ilk gün, arabayla 1 saat uzaktaki Wretham Premium Outlet’e gittik. Tavsiyem, ayrı ayrı alışveriş etmeniz. Böylece herkes istediği gibi dolaşabilir. Ancak birbirinizle iletişimde olmanız
önemli. Bunun için telsiz kullanmanızı tavsiye ederim, hem daha rahat hem de daha ucuza gelir.. En iyisi, önce bir
Wal-Mart’a uğrayıp birer telsiz alın. Ayrıca, otele yaklaşık 5 km. mesafedeki
Peabody- North Shore Mall’da (Simon Malls), 120’den fazla mağaza ve Legal
Sea Foods, Joe's American Bar & Grill, The Cheesecake Factory, Burtons
Grill and P.F. Changs China Bistro gibi, harika restorantları ile gidilmesi ve
görülmesi gereken bir alışveriş merkezi. "The Cheesecake Factory"i özellikle öneririm, doyamayacaksınız. Hele o "cheescake"ler, hangisini yemek istediğinize karar vermek için, uzun bir süre büfenin önünde kalacağınıza garanti veririm... Hiç üzülmeyin, neye karar verirseniz verin, hep aklınız diğerlerinde kalacaktır. Alışveriş ile ilgili ayrıntılar/ipuçları için, önceki yazımı -ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI BİLGİLER VE İPUÇLARI- 9. Alışveriş İpuçları: okumanızı tavsiye ederim.
|
Wakefield- Boston ve güzel arabamız... |
Ertesi gün Cambridge’e gidip, Harvard ve MIT’yi dolaşmaya karar verdik. En
kolayının, arabayla Wakefield yakındaki metro istasyonuna gidip -Oak
Grove veya Malden-, arabayı park etmek ve Orange Line "T" metro hattı ile Cambridge’e gitmek
olduğunu önceden araştırmıştık. En az dört gün metroyu kullanacağımızı hesaplayarak, the
Massachusetts Bay Transportation Authority-MTBA kısaca "T"'de geçerli olan, “7
days-unlimited pass-Week LinkPass" aldık. Boston'da hiç ulaşım problemi yaşamadık. Bu konudaki diğer ipuçları
için bir önceki yazımı -ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI
BİLGİLER VE İPUÇLARI- 6. Şehiriçi Ulaşım ve Ücretler: okumanızı tavsiye ederim.
Harvard, MIT ve Yale Üniversiteleri ayrı birer
yazıyı hakettiği için, burada bahsetmeyeceğim. Sadece, her birine, en azından yarım gününüzü
ayırmanız gerektiğini bilin. Biz iki yarım günümüzü Harward ve MIT'ye ayırdık. Yale'e ise, yolumuzun üstünde olduğu için New York'a dönerken uğradık. Gideceğiniz
üniveristeyi daha iyi tanımak ve gezmek istiyorsanız, “Information Session” ile “Guided
Tour”a katılmanız faydalı olacaktır. Bunun için önceden üniversitenin internet sitesinden, “visitor” linkinden gerekli tüm bilgileri öğrenerek gittiğinizden emin olun. Bununla ilgili ayrıntıları verdiğim, ayrı yazılarım olacak, bekleyin!
Boston çok güzel bir şehir! Bana San Francisco'yu anımsattı. Ama daha Amerikalısı... Boston'un ve Bostonluların, Amerikan Devrimi'ne ve tarihlerine olan önemli etkileri ile tarihlerine olan derin bağlılıkları bana böyle hissettirdi sanırım. Boston'u yürüyerek gezmeniz, yorulduğunuzda parklarda ve kafelerde
kısa molalar vermeniz, çok keyfili olacaktır. Hele sonbaharda geldiyseniz, elinizden fotograf makinenizi
bırakamayacaksınız. Eminim yazın ve baharda da çok güzel oluyordur. Ama kışın gelmek istemezdim doğrusu. Geçen sene New York ve Washington DC'deki yılbaşını geçiren biri olarak, Boston'un kışını tahmin etmem zor değil... "T"deki tüm metro hatlarının kesişme noktası olan "Downtown Crossing"de, Washington Street- Winter Street- Summer Street
kesişmesinin olduğu bölge yaya bölgesi. Burada gezmekten çok hoşlanacaksınız;
tarihsel olarak da, turistik olarak da çok zengin bir bölge.
Boston “America’s Walking City” diye biliniyor. Ayrıca, Amerika’nın tarihine ışık tutan Fredoom Trail (Özgürlük Yolu)'na sahipler. Freedom Trail, ilk halk kütüphanesi, ilk devlet okulu, 300
yıllık evler ve ülkenin ayakta olan en eski savaş gemisi gibi her
biri otantik bir Amerikan hazinesi olan,
Amerikan Devrimi (İngiltere'yle tarihsel bir sona ve Amerika’nın ulusal hükümetini şekillendirmesine açan olaylar)’nin diğer 16 ulusal ve önemli
tarihi yerlerine sahip, 2.5 kilometre uzunluğunda, kırmızı tuğla döşeli, bir yürüyüş parkuru.
FredoomTrail Noktaları aşağıdadır:
Freedom
Trail, 1958 yılında yıkım topu tehdidine karşı, Boston vatandaşları tarafından korunmuştur. Bostonlular tarihlerine sahip çıkmışlar ve hala gururla koruyorlar! Bizdeki gibi, "önümüze ne gelirse yıkalım ve yerine yenisini, ama mümkünse daha kötüsünü yapalım" mantığı hiç yok. Farkı yaratan, belki de bu ince nüanslar! Freedom Trail bugün müzeleri, kiliseleri, toplantı evleri, mezarlıkları,
parkları, bir gemisi ile Amerikan Devrimi ve ötesinde, bir hikaye anlatan, tarihi belirteçleri korunmuş etkileyici ve eşsiz bir koleksiyona sahip. Siz sadece 2.5 km kırmızı tuğla döşenmiş kaldırımı takip ederek, elinizdeki haritalarla Amerikan Devrimi'ni keşfe çıkın. İsterseniz 18. Yüzyıl kıyafetli rehberler eşliğinde, The Freedom Trail Foundation tarafından düzenlenen turlardan birine katılın.
|
Freedom Trail 'in kaldırımlardaki işareti ve kırmızı tuğlalı patikası |
“Boston Common” Parkının Winter Street girişindeki Visitor
Information Center’dan aldığımız haritalarla, Freedom Trial gezimize başlangıç noktası olan "Boston Common"dan başladık. "Boston Common", 1634 yılından beri Amerika’nın en eski kamusal parkı. Central Park kadar olmasa da, Boston'un merkezinde, anıtları, "Brewer Fountain" çeşmesi ve "Frog Pond" havuzu ile çok güzel bir park burası...
|
Boston Common |
America's Fall Rowing Festival is on October 22 & 23, 2011Hemen
yanında "Public Garden" var. Sonbaharın tüm
güzelliğinden gözleriniz kamaşıyor. İnsanlar, huzurlu ve mutlu bir şekilde
dolaşıyorlar bu parklarda. Amerika’daki tüm yerleşim yerlerinde olduğu gibi, burada da şehrin yapısında ve kurgusunda doğa-insan ilişkisine ve birlikteliğine
saygılı bir özen gösterilerek, insanların nefes alabileceği, ruhunu ve gözünü dinlendirebileceği harika parklar yapılmış. Bunun için insanların çok uzağa gitmesine gerek yok, birkaç adım yürümeleri yeterli...
|
Public Garden |
|
Public Garden- G. Washington Heykeli |
Arlington Street çıkışından
“Cherrs”e gitmek için Beacon Street’e doğru devam ettik. “Back Bay” tarafında özellikle
Commonwealth Avenue’da çok güzel evler görüyorsunuz. Commonwealth Ave., pahalı,
müstakil sıra evleri ile Paris tarzı geniş bir bulvar. Burasının inşası ile ilgili hikayede de çok enteresan…19. Yüzyılın
başlarında Mill Barajı ve Beacon Hill’in batısında inşa edilen
Cross Barajı bu bölgede büyük bir batalık oluşmasına neden olmuş. Bu
bir sağlık riski olarak
kabul edilmiş ve bataklık doldurma çalışmalarına 1857 yılında başlanmış. Düşünsenize 1857'de düşünmüşler ve planlamışlar bunu... Biz 21. yüzyılda "dere ıslahı" yapamayan belediyeler tarafından yönetiliyoruz hala..."Toplumlar istediği/layık olduğu şekilde yönetilir!" sözü burada doğruluğunu ispatlıyor bence! “Back Bay”; tamamlamak için neredeyse otuz yıldır süren
bu proje ile yeni bir popüler bir semtin oluşmasına sebep olmuş. Bugün burası, “South End” ve “Beacon Hill” bölgesinden daha yeni, geniş evlerine taşınan, zengin
Bostonluların oluşturduğu oldukça popüler ve zengin bir bölge.
|
Commonwealth Avenue- Back Bay |
|
Commonwealth Avenue- Back Bay |
Ve Cheers … Bir eşini Quincy
Market’de göreceksiniz ama, orjinali Beacon Hill at 84 Beacon Street’de… 1982-1993 yııları arasında 11 sezon süren ve mekanı olduğu gibi korunan, oldukça popüler, turistik bir mekan Cheers. Nasıl
güzel bir TV dizisiydi hatırlar mısınız? “Everybody knows your name!” Bar sahibi Sam, Sam'e aşık olan Dianne, barmaid Carla, postacı Cliff, muhasebeci Norm, ve diğerleri... Nasıl naif tiplerdi... Tabii ki bizim nesil
için J Çağla
burası için olan heyecanımızı anlamakta çok zorlandı…
|
"The Orijinal" Cheers |
Beacon Street’de yürümeye devam ettiğinizde Freedom Trial
noktalarından “Massachusetts State House (Hükümet Konağı)”u göreceksiniz. Orijinal olarak 1798
yılında ahşaptan yapılmış olan kubbe, sızıntıları önlemek için 1802 yılında
bakır ve 23 karat altınla kaplanmış. Altın kaplama kubbenin tepesinde, Massachusetts ormanların sembolü olarak büyük bir fener ve çam kozalağı
yer alıyor. Bütün bir yıl boyunca ücretsiz olarak rehber eşliğinde
gezilebiliyor.
|
State House |
“Beacon Hill”, dar
sokakları ve 19 yüzyıl Federal, Viktorya ve Georgia dönemini yansıtan, tuğla
sıra evleri ile büyüleyici bir mahalle. Bu ulusal tarih bölgesi, parke taşlı
kaldırımları, gaz aydınlatmalı sokak lambaları, şirin evleri, az trafikli
yolları, parkları ile olağanüstü iyi korunmuş romantik bir bölge… Evlere ve sokaklara bayıldık. Hepsi tarihi, ama eski değil!
|
Beacon Hill |
Beacon Hill’in
popülerliği daha yeni ve geniş evlerin yapıldığı, daha geniş sokaklara sahip
Back Bay yüzünden, 20. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren azalmaya başlamış.
Bugün ise bu bölge “bir 21. yüzyıl metropolün kalbinde 19. yüzyıldan kalma bir ilçede” yaşamak için harika bir yer.
Charles Nehri kıyısına doğru yürüdüğünüzde, Cambridge ile bağlantıyı sağlayan "Longfellow Bridge"i göreceksiniz.
|
Beacon Hill -Güzelliğe bakın... |
|
Beacon Hill |
Buradan North End Bölgesi’ne gitmek için
“T- Green Line”na binip North Station’da indik. Causeway Street boyunca
ilerlediğinizde, 1950’li yıllarda inşa edilen ve dünyanın en geniş (10 şeritli) kablo askılı köprüsü olan “Zakım/Bunker Hill Bridge”e gelirsiniz. Köprünün tam
adı, “halklar arasında köprüler inşa etmek” için çalışan Bostonlu sivil lider ve
sivil haklar savunucusu Leonard P. Zakim ve Bunker Hill Savaşı’ndan
gelmektedir. Köprünün kulelerinin zarif ve çarpıcı görünümü, karşıdaki Charleston–Boston
bölgesindeki “Freedom Trial”ın birer parçası olan “Bunker Hill Monument”ı, beyaz kabloları ise “USS Constitution” un arma görüntülerini yansıtmakta ve
çağrıştırmaktadır.
|
Zakim/ Bunker Hill Bridge |
USS Constitution ,
Amerikan İç Savaşı sırasında görev yapmış olan, 1797’den itibaren 42 savaşa
katılıp, hiçbirinde yenilmemiş olan ve bugün Boston Charletown- Inner Harbour’da
Amerika Denizcilik Tarihinin sembolü olarak ziyaretçiler tarafından gezilebilen
bir müze. Biz ise, Çanakkale Savaşı'nda savaşan şanlı gemilerimizi jilet yaptık. İşte aramızdaki en önemli farklardan biri bu! Tarihine saygısı olmayan bir ülke, hiçbir şeye saygı duyamaz! Bizim milliyetçiliğimiz de, herşeyde olduğu gibi sadece sözde ve göstermelik... Ne acı!
|
USS Constitution |
“Bunker Hill Monument”ve
dikilitaşı, Bunker Tepesi üzerinde
gerçekleşen, Banker Hill Savaşı ve tüm Amerikan
Devrimi’nde düşen askerleri
anmak için, bir anıt olarak hizmet vermekte.
|
Bunker Hill Monument |
North End Park’a doğru
devam ederseniz, “ Freedom Trail”in bir parçası da olan, 1786 yılında açılan “Charlestown
Bridge”i görecekseniz. Şu andaki haline, 1900 yılında getirilmiştir. Köprünün
kenarındaki kaldırıma çizilmiş olan kırmızı
çizgi işareti, Freedom Trail’in bir parçası olduğunu
göstermektedir.
|
Charlestown Bridge |
Copp's Hill Burying Ground, COPP
Tepesi Mezarlığı, North End Park’ın
içindeki Boston'un en eski ikinci
mezarlığıdır. Bu tepede binlerce sanatkarlar, zanaatkarlar, tüccarlar, bakanlardan Mather'ın ailesi, tersane
sahibi Edmund Hartt,
“Old Nort Church” çan kulesinde savaş zamanı fenerle sinyal veren Robert
Newman, Faneuil Hall tepesindeki çekirgeden hazırlanmış rüzgargülü
üreticisi Shem Drowne, kölelik karşıtı
aktivist ve Siyah Masonik Düzen kurucusu Prince Hall ve “Yeni
Gine”den gelip burada yaşamış binlerce Afrika kökenli Amerikalı gömülüdür.
|
COPP Tepesi Mezarlığı
|
Paul Revere House , 1680 civarında inşa edilen bir ev olarak, Boston şehir merkezindeki
en eski yapıdır. 1770
ile 1800 arası, gümüşçü Paul Revere ve ailesinin evi olmuş. Paul Revere,
Samuel Adams ve John Hancock’un, İngilizlerin
onları tutuklamak için geldiği haberini vermesinden sonra Lexington, Massachusetts
doğru çıktığı, "gece yarısı yolculuğu"
ünlüdür. 19. yüzyılda, yüzlerce North End, İrlanda, İtalyan ve Yahudi göçmenleri
Paul Revere House’da yaşamış. 20. yüzyılda, ev restore edilerek, müzeye dönüştürülmüş.
|
Paul Revere House |
Old North Church, "Christ Church of Boston City" olarak
bilinen bu Piskoposluk kilisesi,
1723 yılında inşa edilmiş ve Boston’un en eski Kilisesi yapısıdır.
Robert Newman, bu kilisenin çan kulesinden, fenerlerle, Lexington ve
Concord Savaşı arifesinde
yaklaşan İngilizlerin sinyalini
vermiştir; "Bir kara yoluyla,
iki, deniz yoluyla". 191 metre boyundaki çan kulesi Boston’un
en yüksek çan kulesidir. Çan kulesindeki çanlar Amerika'ya getirilen ilk çanlardır. Tavanı, pirinç
avizeleri ve kilisenin ilk saati orjinaldir. Burası ücretsiz olarak ziyaret
edilebilmektedir.
|
Old North Church |
Congress Street üstündeki “City Hall”, Boston "yeni" Belediye Sarayı, şehrin belediyesine
ev sahipliği yapmaktadır. Boston City
Hall 1865 yılında tamamlanmış
eski görkemli bir yapının yerine, 1963 ve
1968 yılları arasında
inşa edilmiştir. Belediye, 1969 yılında
bu yeni komplekse taşındıktan sonra,
şimdi 'Old City Hall' olarak bilinen bu “İkinci İmparatorluk” tarzı bina, bir ofis binası haline getirilmiştir.
|
Boston City Hall |
Freedom Trail üzerinde yürümeye devam
ederken, Congress Street üzerindeki Carmen parkta üzerinden dumanlar yükselen, çok etkileyici altı tane cam kuleye rastladık.
|
The New England Holocaust Memorail |
Yaklaştığımızda bunun benzersiz güçlü
semboller kullanan bir “Holokost” tasarımı, The New England Holocaust Memorial olduğunu gördük. Çok etkileyici ve düşündürücü bir anıt! Özellikle Boston şehir
merkezinde “Freedom Trail” konumunda,
Faneuil Hall ve Amerika
tarihinin diğer birçok hazinelerine yakın olan bu yerin seçilmesi de önemli. Bu bölgeyi seçerek, anıt, “özgürlük”
ve “zulmün” anlamını ve "bir toplumda insan
haklarına saygının önemini" değerlendirmemiz
için, eşsiz bir fırsat
sunmaktadır. Holokost anıtı, her
biri 54 metre
yüksekliğinde, altı şeffaf cam
kulelerden oluşmakta. Kuleler, geceleri içindeki ışıltısı ile yanar görünümde ve altı ölüm kampıyla anılıyor : Majdanek,
Chelmno, Sobibor, Treblinka, Belzec, and Auschwitz-Birkenau. Bu kuleler, Nazi ölüm kamplarından
her birinin adını taşıyan bir karanlık odadan oluşmakta ve her biri siyah granit bir yol ile birbirine bağlanmakta. Yükselen duman,
bu odaların altındaki
kömürleşmiş közden yükseliyor.
|
Auschwitz- Birkenau |
Altı milyon rezil dövme numaraları
ve Nazi bürokrasisinin hayalet gibi defterleri, düzenli bir desen ile camlara
kazınmış. Etkileyici ve zengin bir metafor;
altı kule hatırlıyorum,
altı ana ölüm kampları,
ölen altı milyon
Yahudi, ya da altı anıtsal mumlar dizisi…
|
Altı Anıtsal Mum |
Bunun hemen yanında Union Street
üzerinde 1800’lü yıllardan kalan binalar ve publar sıralnmış… Boston’un en
eski ve Amerika’nın ise 1826 yılından beri sürekli hizmet veren en eski restorantı
olan Union Oyster House , en taze deniz ürünlerini ve New England spesiyallerini yiyebileceğiniz
tarihi bir mekan…Tarihi doku aynen korunmuş, mükemmel!
|
Union Street- 1900'lü yıllar |
|
Union Street- 10.11.2011 |
Başınızı kaldırıp biraz ileri baktığınızda, Freedom
Trial’ın önemli noktalarından Faneuil Hall ve Quincy Market’i göreceksiniz.
|
Faneuil Hall |
Boston'un
ilk
halka açık pazarı olan Faneuil Hall, 1742 yılından bu
yana bir halk pazarı ve
bir toplantı salonu olarak hizmet
vermiş. Binanın sahibi Peter Faneuil tarafından binanın tepesine yaptırılan altın kaplama çekirge rüzgargülü Boston'un simgelerinden biri kabul ediliyor. Amerikan Devrimi sırasında bu "altın çekirge" bir parola olarak kullanılmış: casus olduğundan şüphelenilen kişilere Faneuil Hall'un üzerindeki nesne sorulurmuş. Eğer çekirge olduğunu bilirse özgür bırakılırmış, yok eğer bilemezse İngiliz casusu olarak tutuklanırmış.
|
Faneuil Hall'un Tepesindeki Altın Kaplama Çekirge Rüzgargülü |
Samuel Adams ve
diğer vatanseverler tarafından ilham verici konuşmalar Faneuil Hall'da verilmiş. Bu güzel ve
etkili konuşmaların Amerika'nın İngilizlerden
bağımsızlığını elde etme arzusunu ateşlediğine inanılıyor... Faneuil Hall,
1806 yılında gelişen şehir sakinleri için, daha fazla alışveriş alanı sağlamak
amacıyla genişletilmiştir. Boston bir şehir olunca, bir
hükümet buluşma yeri olarak
Faneuil Hall’ın kullanımı sona ermiş, ama yine de düzenli olarak kullanılmış. Bugün,
birinci kat hala canlı
bir pazar yeri olarak kullanılamakta, ikinci katında ise Boston
Şehir tartışmaların yapıldığı bir toplantı salonu.
Bina ücretsiz olarak ziyaret edilebilmekte.
|
Faneuil Hall 2. Kat |
|
Faneuil Hall 2.kat |
1976 yılında büyük bir
kentsel yenileme projesi ile, modern bir kent
pazarı olarak Faneuil Hall çevresinde bütün alan mağazalar,
restoranlar ve foodstalls olarak şu
andaki haline dönüştürülmüş. Faneuil Hall Marketplace (Pazar yeri), Georgia tarzı tarihi
bir bina olan Faneuil Hall, Quincy Market, Kuzey Market
ve Güney Pazar binaları ve sokak
eğlenceleri ile popüler bir
alan.. Ve her yıl 12 milyonun üzerinde
ziyaretçi çekmektedir. Burası, 49 dükkan, 44 alışveriş arabası, 18 tam servis restoran,
35 yiyecek standları ve Boston'un en popüler
komedi gece kulübü ile geçmiş ve şimdiki zamanın tüm canlılığını zarifçe bir
araya getiriyor. Akşamları da çok canlı ve eğlenceli bir yer...
|
Faneuil Hall Marketplace |
|
Quincy Market Colonnade |
Quincy Market, mutlaka gidilmesi ve
lezzetli yemeler yemek için biraz mola verilmesi gereken bir yer… Quincy Market
Colonnade’de, New England'ın en büyük yemek salonu içinde
(163 metre), 36'dan fazla uluslararası
yiyecek satıcıları bulacaksınız. İnanın
ne yiyeceğinizi şaşırırsınız. Ben burada meşhur "clam chowder (deniz tarağı çorbası)" tattım ve çok beğendim. Ayrıca çok güzel sandviçler, pizzalar, deniz ürünlü makarnalar ve tatlılar yedik. Buraya mutlaka aç gidin, yoksa yiyemezsiniz ve aklınızda kalır!
|
Boston Clam Chowder |
Quincy Market Colonnade’de, baklava, zeytinyağlı
yaprak sarma, döner, musakka, peynirli yeşil salata-Greek salad- vb. bildiğimiz yiyecekleri her zamanki gibi“Steve's Greek Cuisine”de gördük. Aferin adamlara, istikrarlı bir şekilde tüm
dünyaya tanıtıyorlar “Greek” mutfaklarını…
Bu arada State Street’de “Sultan’s Kitchen” diye bir Türk lokantası gördük.
Gerçi “Osmanlı!” kafasıyla, “Sultan, Kebab House, Pasha, Saray vb.” isimlerle Türk Mutfağı nasıl tanıtacağız anlamıyorum ya…
|
Quincy Market Colonnade -Yemek Salonu (163 m.) |
|
Quincy Market Colonnade-Pushcart (alışveriş arabası) |
Ayrıca bizim gibi şanslıysanız J, mutlaka bir sokak gösterisine
de rastlayıp hoşça vakit geçirebilirsiniz.
|
Faneuil Hall Sokak Gösterisi |
Congress Street ile State Street’in
kesiştiği noktada Freedom Trial noktalarından Old State House karşınıza çıkar. Old State House, Massachusetts Bay Koloni hükümet binalarına ev sahipliği yapmış olan, 1713 yılında inşa edilmiş, gerçek
anlamda tarihi bir bina. 1600'lerin
ortalarında inşa edilen orijinal ahşap bir yapı
olan Boston "Town House" 1711 yılında yangın tarafından tahrip olduğu için şu andaki
bina yapılmış. Kraliyet Valisi, Beacon Hill’deki yeni State House 1798 yılında inşa
edilene kadar burada başkanlık etmiş. 18 Temmuz 1776 günü, Boston
vatandaşları, bu binanın balkonundan
Massachusetts halkına açık ilk okuması yapılan, “Bağımsızlık
Bildirgesi”ni duymak için sokakta toplanmış.
|
Old State House |
Freedom Trial noktalarında birisi olan Boston Massacre Site , Old State House önünde, Boston Katliamı
anısına kaldırımda bir dairedir. Kolonistler ve İngiliz askerleri
arasındaki gerilim, 5 Mart 1770 tarihinde bu alanda, şiddetle patlak vermiş. Bir wigmaker (peruk
satıcısı) genç çırak ve bir İngiliz nöbetçi
arasında küçük bir
anlaşmazlık, bir isyana dönüşmüş. Yardımına gelen
İngiliz askerleri, kartopu, taşlar ve hakaretler savuran öfkeli bir kolonist kalabalığı tarafından karşılanmış. Askerler kalabalığa ateş
etmiş ve beş kolonist öldürülmüş. Samuel Adams
ve diğer vatanseverler, bu olaya bir "katliam"
demişler. Bugün bu alan “Boston Katliamı Bölgesi” olarak anılmakta.
|
Boston Katliamı İşareti |
State Street boyunca deniz kıyısına
doğru yürüdüğünüzde, Marriott Long
Wharf, Boston Harbour Cruises ve New England Aquarium’a gelirsiniz. 18.
yüzyılda, Boston Long Wharf, şehrin
ticaret merkezi, liman içine kadar uzanan, kentin
hareketli denizcilik sektörünün merkeziymiş. Bugün
Marriot Hotel tarafından işletilen popüler bir eğlence alanının bir
parçası. Gece limandan görülen manzara nefis...
|
Marriott Long Wharf |
|
Marriott Long Wharf at night- arkada Costum House |
Tarihi
“Custom House”, 1847 yılında klasik bir Yunan tapınağı
şeklinde inşa edilmiştir. Neoklasik
tapınak 1913 yılında tepesinde bir kule inşa edildiğinde, kentin ilk gökdeleni (151m) olmuş. "Custom
House" federal mülkiyete geçtiği için,
125ft (38m) olarak
belirlenen şehir bina yüksekliği
sınırı göz ardı edilmiş. Yine de kentin en yüksek binası
Prudential Tower 1964 yılında Back Bay semtinde inşa edilene kadar, bu unvanı elinde tutmuş. 1986
yılında gümrük departmanı daha modern bir binaya taşınmış
ve bina, 1999 yılında bir otel (Marriott’s)
haline getirilene kadar boş durmuş. Tarihine saygı olarak, kubbeli
kısmında küçük bir denizcilik müzesi
bulunmakta.
|
Custom House |
|
Custom House Tower |
Freedom Trial’da Boston Çay Partisi (Boston Tea Party)’nin başladığı yer olduğu için, en iyi bilinen
taihi yerlerinden birisi Old South Meeting House. 1729 yılında sömürgeci Boston’un en büyük yapısı olarak, Püriten bir ibadet evi olarak inşa edilmiş. Old South Meeting House gerçek
anlamda, Amerika Birleşik Devletleri'nin
doğumda önemli bir rol oynamış. 1773 kışında, 5.000
'den fazla kolonist, çay
vergisni protesto etmek için, burada yapılan bir toplantıda bir araya gelmiş. Tartışma saatler sürmüş ve sonra, Samuel Adams dışarı çıkıp bekleyen
kalabalığa "Bu toplantı, ülkeyi
kurtarmak için başka bir şey yapabilir!" diye seslenmiş. Protestocular
Old South Meeting
House’u terk edip, Boston Limanındaki üç çay
yüklü geminin yükünü Boston rıhtıma
dökmüş. Böylece Amerikan
tarihini sonsuza dek değiştirmişler. 275 yıl daha sonra, bu
SİT alanı hala toplantılar için merkezi bir ev olarak kullanılmakta
ve Boston'un geçmişteki ve
şimdiki halinin büyüleyici bir parçası
olmaya devam etmekte.
|
Old South Meeting House |
Güneye doğru yürümeye devam ettiğinizde,
karşınıza "the Gateway to Boston" diye anılan “Rowes Wharf” çıkacak.
Burası Seaport District’de 5.38 dönümlük bir alanda kurulu, 345.000 metrekarelik
bir yapı. 1764 yılında ilk bölümü yapılan ve 1987 yılında tamamlanan yapı, 55
metre yüksekliğinde ve 16 katlı. Şu anda Boston Limanı'nın en güzel bölgesi olan bu çekici binada,
230 odalı dört
yıldızlı Boston Harbor Hotel,
100 lüks devremülk ve gerekli denizcilik tesisleri
bulunmaktadır.
|
Rowes Wharf |
|
Boston Harbor At Rowe Wharf-arka Moakley Federal Courthouse |
Bu arada kayınpederin yıllardır bahsettiği ama hiç görmediğimiz "Marika"yı da Boston'da bulduk... Meğer buradaymış!
|
Boston Harbor At Rowe Wharf |
Deniz kenarındaki yürüyüş
yolunu takip ederseniz, karşı Seaport District bölgesindeki “Boston
Childeren’s Museum”, “Boston Tea Party Ship & Museum”, “Moakley Federal
Courthouse” gibi yerleri görebilirsiniz. Bu civarda Atlantic Avenue'da çok güzel “seafood” yerleri de var.
|
Seaport District-Boston's Childeren Museum |
|
Seafood in Boston |
|
Seafood in Boston |
Biraz daha yürüdüğünüzde Financial District’desiniz. Hemen ileride Chinatown ve Theatre District
bulunmakta. “Occupy Wall Street” eylemi burada da Federal Reserve Bank Of
Boston civarında yapılmakta. Buradaki eylemcilere de desteğimizi gösterdikten
sonra, South Staion’a vardık.
|
"Occupy Wall Street" in Boston |
Artık çok yorulduğumuzu
tahmin edeceğiniz üzere, 1899 yılında açılan South Station’dan “T”ye
binip, Back Bay Station’a gitmeye karar verdik. Boston Güney
İstasyonu, 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş, ülkenin
en görkemli anıtsal
tren istasyonlarından biri olarak, sadece bir ulaşım merkezi değil,
aynı zamanda alışveriş yapmak ve yemek
yemek için de eğlenceli bir yer olarak
düşünülmüş.
21. Yüzyılda Türkiye’nin başkentinde, hala şehri birbirine bağlayan düzgün bir
metro yapıp, işletmeye alamayan ve insanca ulaşımı bize çok gören tüm
yöneticilerimize itfah olunur!
|
Boston South Station Entrance |
"Back Bay Station"da
indiğinizde tarihsel bölgeler arasında Boston için en iyi bilinen yerlerden
biri olan Copley Square’ a gelirsiniz. Massachusetts
Teknoloji Enstitüsü (MIT),
Cambridge’e taşınmadan önce buradaymış.
Burası mimarinin ve zarafetin birlikte yer aldığı bir bölge olarak biliniyor.
Copley Place, Trinity Church, Boston Public Library, John Honcook Tower,
Prudential Center ve Newbury Street görülmesi gereken ilginç yerler.
Trinity Church muhtemelen
bu meydanın en önemli dönüm noktası
olarak 1872-1877 yılları
arasında yaptırılmış. Kil çatısı, büyük kemerleri ve
uzun kulesi ile 19. yüzyıl Amerika’sındaki Avrupa etkisini en fazla anımsatan
görüntüye sahip. Amerika'da
ilk on binadan biri
olarak sürekli övülmektedir.
|
Trinity Church |
Copley
Square’in başka bir köşesinde harika Boston Halk Kütüphanesi (Boston Public Library)
yer almaktadır. 1895 yılında açılan, ilk çocuk odası olan, Amerika'daki ilk
halka açık belediye kütüphanesi. Binanın zarafetine ve asaletine bakın, aynı bizim Milli Kütüphane!
|
Boston Public Library |
|
Old South Church |
Boston Halk
Kütüphanesinin iki blok ilerisinde Prudential Center karşınıza çıkar. Bir nevi
Boston’un “Empire State” binası da denilebilir. Bu kompleksin merkezinde
bulunan ve 1965 yılında açılan 52 katlı Prudential Kulesi
(Prudential Tower), John Hancock
Tower inşa edilene
kadar (1976-60 katlı), kentin en
yüksek ve aynı zamanda New York
dışındaki en yüksek bina olarak
anılmaktaydı. 4.000 pencere
ve neredeyse yarım milyon metre kare ofis
alanı içerir. 52. katta "Top of the
Hub" adlı bir restoran bulunmakta. Bunun
altındaki, 50. katta, Prudential Skywalk, Boston için, 360 derecelik popüler bir turistik şehir görüntüsü sağlar. Biz çıkmadık, ama eminim güzel bir manzara vardır!
|
John Hancock Tower |
|
Prudential Tower |
Back Bay bölgesindeki en turistik noktalardan birisi de Newbury Caddesi. Bostonlular burası için “Rodeo
Drive of the East-Doğu Rodeo Drive" diyormuş. Ben
gerçek "Rodeo Drive- Los Angeles"ı gezen biri olarak, buna pek katılamayacağım! Kıyas kabul etmez bence... San Francisco, Los Angeles
ve New York’un benzer en seçkin
bölgelerine eşit, Boston’u
temsilen moda ve
stil konusunda hizmet verebilir, şık ve elit olabilir ama “Rodeo Drive”
olması biraz zor...
|
Newbury Street- Back Bay |
Sokakları, mimarisi, bağımsız dükkanları, high-end
moda ve yemek kuruluşları
ile eklektik bir karışımında olan
Newbury’de son moda satın alabilir ya da
modaya uygun bir kafede keyifli
bir öğle yemeği yiyebilirsiniz.
Çok fazla Avrupai tarzı olan bir alışveriş
caddesi. Beni binalarının güzelliği dışında, çok etkilemedi açıkçası…
|
Newbury Street- Back Bay |
Ancak Cambridge tarafından Charles River
ve Back Bay manzarası bu bölgeye hayran olmama sebep olabilir. New York City
Manhattan’a benzemesi böyle hissetmeme neden oldu belki de…
|
Back Bay seen from Cambridge
|
Son Söz: Gezmek sizi değiştirir ve
iz bırakır… Sesler, görüntüler,tatlar ve kokular hep size o yeri hatırlatır… En
mutlu olduğunuz yeri! Umarım bulursunuz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder