Bu Blogda Ara

15 Aralık 2011 Perşembe

BOSTON’DA SONBAHAR - 2011

En son gittiğimiz güzel şehir Boston’u anlatarak başlıyorum gezi günlüklerime…

New York- İstanbul THY uçuşu ile gittiğimiz için, New York’ta 3 gece kalıp, Boston’a araba ile gitmeyi planladık. Boston’da kalacağımız süre -5 gece- çok azdı. Buna rağmen, iyi bir planlama ile istediğimiz pek çok şeyi yaptık ve çok güzel bir Boston tatili geçirdik. Ben daha da kalmayı isterdim ya, neyse... 


Özellikle sonbaharda gitmemiz büyük bir şanstı; herkesin kabul ettiği gibi Boston’u sonbaharda görmek en güzeli… Gerçekten de şimdiye kadar gittiğimiz hiçbir bölge, “New England” gibi gözalıcı sonbahar renklerine ve güzelliğine sahip değildi. Ben hayatımda bu kadar güzel kırmızı ve sarı  ağaçlar görmedim...
Boston'da Sonbahar
Boston hep gitmek istediğim şehirlerden biriydi ABD’de. Bunda Çağla’nın göbek bağının, Hacer Teyzesi tarafından, 1997 yılının Ağustos ayında Yale Üniversitesi’ne gömülmüş olmasının payı çok fazla… Çağla bu sene liseye başladı için, ABD’nin en iyi üniversitelerinin (IYV League) bulunduğu bu bölgeye gitmeyi ve özellikle Harvard, MIT ve Yale’i görmeyi bizden daha fazla istiyordu.

Ivy League (Sarmaşık Birliği), ABD'nin kuzeydoğusundaki sekiz vakıf üniversitesinin oluşturduğu bir birlik. Aslında bir spor ligi olarak kurulmuş, ancak zamanla daha geniş bir anlama kavuşmuş. Günümüzde Ivy League, akademik mükemmellik, zor öğrenci alma ve elitizm ile bağdaştırılmıştır. Okul binalarını kaplayan sarmaşıkların, bu okulların eski bir geleneğe dayandığını gösterdiğine inanılır ve bu adla anılır. Birlik okulları, bugün akademik başarı olarak da üst sıradaki Amerikan okulları arasındadır. Umarım bunlardan birisine kabul edilir kızımız; iyi bir eğitim alır ve insanca bir yaşama ve mutluluğa sahip olur… Dilerim buralara bir sonraki gidişimiz, Çağla’nın kaydını yaptırmak için olur. Zaten Yale’den ayrılırken, Berkeley College South- Elm Street kapısında söz verdim Çağla’ya;  eğer okumak için buraya gelirse, tam bu noktada Türk Mutfağına ait yiyecekler dağıtacağım kızımın şerefine…
Çağla'nın göbeği  YALE'e bağlı !
Boston gezisini planlarken öncelikle otelimizi ayarladık. Downtown Boston ve Cambridge civarındaki oteller daha pahalı. Ayrıca arabamız da olduğu için fazladan araba park ücreti vermemiz gerekecekti. Bu sebeple sevgili kardeşimiz Burçak bize Wakefield’da Sheraton Colonial Boston North Hotel & Conference Center otelini ayarladı. Boston Downtown araba ile 20 dakika mesafedeydi. Otelin yeri gayet güzeldi, parking, Wi-Fi ücretsizdi, odalarımız kocaman ve konforluydu. Bizler çok şanslıyız; Starwood otel zincirinde çalışan indirimimiz nedeniyle, oteldeki tüm yemeklerde %50 indirimimiz vardı. Sabahları adam başı $7’a açık büfe mükellef bir kahvaltı yaptık. Türk kahvaltısı çok güzel ve benzersiz biliyorum. Ama ben, "pancake, bacon, waffle, scrambled egg, muffin, french toast, bagel, peanut butter" olan amerikan kahvaltısına da bayılırım. Bir de fırından yeni çıkmış "chocolate chip cookie" ve iyi bir kahve varsa, taparım! Çağla ise "oatmeal"e bayılıyor!  Geç geldiğimiz bazı akşamlarda, yemeğimizi de otelde yedik; gözümüzü ve gönlümüzü doyuran çok lezzetli yemekler tattık.
Sheraton Colonial Boston North Hotel&Conference Center
Size tavsiyem, ilk gününüzü outlet alışverişine ayırmanız olacaktır. Böylece outlette bulamadığınız veya dolaşırken beğendiğiniz birşeyi, aklınızda "Daha ucuzunu bulur muyum acaba?" diye bir soru olmadan, rahatça satın alabilirsiniz. Biz de bu sebeple ilk gün, arabayla 1 saat uzaktaki  Wretham Premium Outlet’e gittik. Tavsiyem, ayrı ayrı alışveriş etmeniz. Böylece herkes istediği gibi dolaşabilir. Ancak birbirinizle iletişimde olmanız önemli. Bunun için telsiz kullanmanızı tavsiye ederim, hem daha rahat hem de daha ucuza gelir.. En iyisi, önce bir Wal-Mart’a uğrayıp birer telsiz alın. Ayrıca, otele yaklaşık 5 km. mesafedeki Peabody- North Shore Mall’da (Simon Malls), 120’den fazla mağaza ve Legal Sea Foods, Joe's American Bar & Grill, The Cheesecake Factory, Burtons Grill and P.F. Changs China Bistro gibi, harika restorantları ile gidilmesi ve görülmesi gereken bir alışveriş merkezi. "The Cheesecake Factory"i özellikle öneririm, doyamayacaksınız. Hele o "cheescake"ler, hangisini yemek istediğinize karar vermek için, uzun bir süre büfenin önünde kalacağınıza garanti veririm... Hiç üzülmeyin, neye karar verirseniz verin, hep aklınız diğerlerinde kalacaktır. Alışveriş ile ilgili ayrıntılar/ipuçları için, önceki yazımı -ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI BİLGİLER VE İPUÇLARI- 9. Alışveriş İpuçları: okumanızı tavsiye ederim.

Wakefield- Boston ve güzel arabamız...
Ertesi gün Cambridge’e gidip, Harvard ve MIT’yi dolaşmaya karar verdik. En kolayının, arabayla Wakefield yakındaki metro istasyonuna gidip -Oak Grove veya Malden-, arabayı park etmek ve Orange Line "T" metro hattı ile Cambridge’e gitmek olduğunu önceden araştırmıştık. En az dört gün metroyu kullanacağımızı hesaplayarak, the Massachusetts Bay Transportation Authority-MTBA kısaca "T"'de geçerli olan, “7 days-unlimited pass-Week LinkPass" aldık. Boston'da hiç ulaşım problemi yaşamadık. Bu konudaki diğer ipuçları için bir önceki yazımı -ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI BİLGİLER VE İPUÇLARI- 6. Şehiriçi Ulaşım ve Ücretler: okumanızı tavsiye ederim.

Harvard, MIT ve Yale Üniversiteleri ayrı birer yazıyı hakettiği için, burada bahsetmeyeceğim. Sadece, her birine, en azından yarım gününüzü ayırmanız gerektiğini bilin. Biz iki yarım günümüzü Harward ve MIT'ye ayırdık. Yale'e ise, yolumuzun üstünde olduğu için New York'a dönerken uğradık. Gideceğiniz üniveristeyi daha iyi tanımak ve gezmek istiyorsanız, “Information Session” ile “Guided Tour”a katılmanız faydalı olacaktır. Bunun için önceden üniversitenin internet sitesinden, “visitor” linkinden gerekli tüm bilgileri öğrenerek gittiğinizden emin olun. Bununla ilgili ayrıntıları verdiğim, ayrı yazılarım olacak, bekleyin!

Gideceğiniz yerlerin internetten araştırmasını yapmanızın ve önceden bir yol haritası çıkarmanızın çok önemli olduğunu bir önceki yazım -ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI BİLGİLER VE İPUÇLARI-8. Gezi Planı İçin Yapılacaklar:'da ayrıntılı olarak anlatmıştım. Boston ve Massachusette için inceleyebileceğiniz adreslerden bazıları; "http://www.cityofboston.gov", "http://www.visit-massachusettes.com/boston.html", "http://www.massvacation.com";http://www.cambridge-usa.org", ve "http://www.bostonusa.com",

Boston çok güzel bir şehir! Bana San Francisco'yu anımsattı. Ama daha Amerikalısı... Boston'un ve Bostonluların, Amerikan Devrimi'ne ve tarihlerine olan önemli etkileri ile  tarihlerine olan derin bağlılıkları bana böyle hissettirdi sanırım. Boston'u yürüyerek gezmeniz, yorulduğunuzda parklarda ve kafelerde kısa molalar vermeniz, çok keyfili olacaktır. Hele sonbaharda geldiyseniz, elinizden fotograf makinenizi bırakamayacaksınız. Eminim yazın ve baharda da çok güzel oluyordur. Ama kışın gelmek istemezdim doğrusu. Geçen sene New York ve Washington DC'deki yılbaşını geçiren biri olarak, Boston'un kışını tahmin etmem zor değil... "T"deki tüm metro hatlarının kesişme noktası olan "Downtown Crossing"de, Washington Street- Winter Street- Summer Street kesişmesinin olduğu bölge yaya bölgesi. Burada gezmekten çok hoşlanacaksınız; tarihsel olarak da, turistik olarak da çok zengin bir bölge.

Boston “America’s Walking City” diye biliniyor. Ayrıca, Amerika’nın tarihine ışık tutan Fredoom Trail (Özgürlük Yolu)'na sahipler. Freedom Trail,  ilk halk kütüphanesi, ilk devlet okulu, 300 yıllık evler ve ülkenin ayakta olan en eski savaş gemisi gibi her biri otantik bir Amerikan hazinesi olan, Amerikan Devrimi (İngiltere'yle tarihsel bir sona ve Amerika’nın ulusal hükümetini şekillendirmesine açan olaylar)’nin diğer 16 ulusal ve önemli tarihi yerlerine sahip, 2.5 kilometre uzunluğunda, kırmızı tuğla döşeli, bir yürüyüş parkuru. FredoomTrail Noktaları aşağıdadır:
·         Boston Common
·         Massachusetts State House
·         Park Street Church
·         Granary Burying Ground
·         Old South Meeting House
·         Old State House
·         Boston Massacre Site
·         Faneuil Hall
·         Paul Revere House
·         Old North Church
·         Copp's Hill Burying Ground
·         USS Constitution
·         Bunker Hill Monument
·         Freedom Trail Tour Information

Freedom Trail, 1958 yılında yıkım topu tehdidine karşı, Boston vatandaşları tarafından korunmuştur. Bostonlular tarihlerine sahip çıkmışlar ve hala gururla koruyorlar! Bizdeki gibi, "önümüze ne gelirse yıkalım ve yerine yenisini, ama mümkünse daha kötüsünü yapalım" mantığı hiç yok. Farkı yaratan, belki de bu ince nüanslar! Freedom Trail bugün müzeleri, kiliseleri, toplantı evleri, mezarlıkları, parkları, bir gemisi ile Amerikan Devrimi ve ötesinde, bir hikaye anlatantarihi belirteçleri korunmuş etkileyici ve eşsiz bir koleksiyona sahip. Siz sadece 2.5 km kırmızı tuğla döşenmiş kaldırımı takip ederek, elinizdeki haritalarla Amerikan Devrimi'ni keşfe çıkın. İsterseniz 18. Yüzyıl kıyafetli rehberler eşliğinde, The Freedom Trail Foundation tarafından düzenlenen turlardan birine katılın.
Freedom Trail 'in kaldırımlardaki  işareti ve kırmızı tuğlalı  patikası
Boston Common” Parkının Winter Street girişindeki Visitor Information Center’dan aldığımız haritalarla, Freedom Trial gezimize başlangıç noktası olan "Boston Common"dan başladık. "Boston Common", 1634 yılından beri Amerika’nın en eski kamusal parkı. Central Park kadar olmasa da, Boston'un merkezinde, anıtları, "Brewer Fountain" çeşmesi ve "Frog Pond" havuzu ile çok güzel bir park burası...
Boston Common
America's Fall Rowing Festival is on October 22 & 23, 2011Hemen yanında "Public Garden" var. Sonbaharın tüm güzelliğinden gözleriniz kamaşıyor. İnsanlar, huzurlu ve mutlu bir şekilde dolaşıyorlar bu parklarda. Amerika’daki tüm yerleşim yerlerinde olduğu gibi, burada da şehrin yapısında ve kurgusunda doğa-insan ilişkisine ve birlikteliğine saygılı bir özen gösterilerek, insanların nefes alabileceği, ruhunu ve gözünü dinlendirebileceği harika parklar yapılmış. Bunun için insanların çok uzağa gitmesine gerek yok, birkaç adım yürümeleri yeterli...
Public Garden
Public Garden- G. Washington Heykeli 
Arlington Street çıkışından “Cherrs”e gitmek için Beacon Street’e doğru devam ettik. “Back Bay” tarafında özellikle Commonwealth Avenue’da çok güzel evler görüyorsunuz.  Commonwealth Ave., pahalı, müstakil sıra evleri ile Paris tarzı geniş bir bulvar. Burasının inşası ile ilgili hikayede de çok enteresan…19. Yüzyılın başlarında Mill Barajı ve Beacon Hill’in batısında inşa edilen Cross Barajı bu bölgede büyük bir batalık oluşmasına neden olmuş. Bu bir sağlık riski olarak kabul edilmiş ve bataklık doldurma çalışmalarına 1857 yılında başlanmış. Düşünsenize 1857'de düşünmüşler ve planlamışlar bunu... Biz 21. yüzyılda "dere ıslahı" yapamayan belediyeler tarafından yönetiliyoruz hala..."Toplumlar istediği/layık olduğu şekilde yönetilir!" sözü burada doğruluğunu ispatlıyor bence! “Back Bay”; tamamlamak için neredeyse otuz yıldır süren bu proje ile yeni bir popüler bir semtin oluşmasına sebep ​​olmuş. Bugün burası, “South End” ve “Beacon Hill” bölgesinden daha yeni, geniş evlerine taşınan, zengin Bostonluların oluşturduğu oldukça popüler ve zengin bir bölge.
Commonwealth Avenue- Back Bay
Commonwealth Avenue- Back Bay
Ve Cheers … Bir eşini Quincy Market’de göreceksiniz ama, orjinali Beacon Hill at 84 Beacon Street’de… 1982-1993 yııları arasında 11 sezon süren ve mekanı olduğu gibi korunan, oldukça popüler, turistik bir mekan Cheers. Nasıl güzel bir TV dizisiydi hatırlar mısınız? “Everybody knows your name!” Bar sahibi Sam, Sam'e aşık olan Dianne, barmaid Carla, postacı Cliff, muhasebeci Norm, ve diğerleri... Nasıl naif tiplerdi... Tabii ki bizim nesil için J Çağla burası için olan heyecanımızı anlamakta çok zorlandı…

"The Orijinal" Cheers
Beacon Street’de yürümeye devam ettiğinizde Freedom Trial noktalarından “Massachusetts State House (Hükümet Konağı)”u göreceksiniz. Orijinal olarak 1798 yılında ahşaptan yapılmış olan kubbe, sızıntıları önlemek için 1802 yılında bakır ve 23 karat altınla kaplanmış. Altın kaplama kubbenin tepesinde, Massachusetts ormanların sembolü olarak büyük bir fener ve çam kozalağı yer alıyor. Bütün bir yıl boyunca ücretsiz olarak rehber eşliğinde gezilebiliyor.
State House
“Beacon Hill”, dar sokakları ve 19 yüzyıl Federal, Viktorya ve Georgia dönemini yansıtan, tuğla sıra evleri ile büyüleyici bir mahalle. Bu ulusal tarih bölgesi, parke taşlı kaldırımları, gaz aydınlatmalı sokak lambaları, şirin evleri, az trafikli yolları, parkları ile olağanüstü iyi korunmuş romantik bir bölge… Evlere ve sokaklara bayıldık. Hepsi tarihi, ama eski değil!
Beacon Hill
Beacon Hill’in popülerliği daha yeni ve geniş evlerin yapıldığı, daha geniş sokaklara sahip Back Bay yüzünden, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren azalmaya başlamış. Bugün ise bu bölgebir 21. yüzyıl metropolün kalbinde 19. yüzyıldan kalma bir ilçede” yaşamak için harika bir yer. Charles Nehri kıyısına doğru yürüdüğünüzde, Cambridge ile bağlantıyı sağlayan "Longfellow Bridge"i göreceksiniz.

Beacon Hill -Güzelliğe bakın...
Beacon Hill
Buradan North End Bölgesi’ne gitmek için “T- Green Line”na binip North Station’da indik. Causeway Street boyunca ilerlediğinizde, 1950’li yıllarda inşa edilen ve dünyanın en geniş (10 şeritli) kablo askılı köprüsü olan “Zakım/Bunker Hill Bridge”e gelirsiniz. Köprünün tam adı, “halklar arasında köprüler inşa etmek” için çalışan Bostonlu sivil lider ve sivil haklar savunucusu Leonard P. Zakim ve Bunker Hill Savaşı’ndan gelmektedir. Köprünün kulelerinin zarif ve çarpıcı görünümü, karşıdaki Charleston–Boston bölgesindeki “Freedom Trial”ın birer parçası olan “Bunker Hill Monument”ı,  beyaz kabloları ise “USS Constitution” un arma görüntülerini yansıtmakta ve çağrıştırmaktadır.
Zakim/ Bunker Hill Bridge
USS Constitution , Amerikan İç Savaşı sırasında görev yapmış olan, 1797’den itibaren 42 savaşa katılıp, hiçbirinde yenilmemiş olan ve bugün Boston Charletown- Inner Harbour’da Amerika Denizcilik Tarihinin sembolü olarak ziyaretçiler tarafından gezilebilen bir müze. Biz ise, Çanakkale Savaşı'nda savaşan şanlı gemilerimizi jilet yaptık. İşte aramızdaki en önemli farklardan biri bu! Tarihine saygısı olmayan bir ülke, hiçbir şeye saygı duyamaz! Bizim milliyetçiliğimiz de, herşeyde olduğu gibi sadece sözde ve göstermelik... Ne acı!


USS Constitution 
Bunker Hill Monument”ve dikilitaşı, Bunker Tepesi üzerinde gerçekleşen, Banker Hill Savaşı ve tüm Amerikan Devrimi’nde düşen askerleri anmak için, bir anıt olarak hizmet vermekte. 
Bunker Hill Monument
North End Park’a doğru devam ederseniz, “ Freedom Trail”in bir parçası da olan, 1786 yılında açılan “Charlestown Bridge”i görecekseniz. Şu andaki haline, 1900 yılında getirilmiştir. Köprünün kenarındaki kaldırıma çizilmiş olan kırmızı çizgi işareti, Freedom Trail’in bir parçası olduğunu göstermektedir.
Charlestown Bridge
Tarihi North End bölgesindeki Copp's Hill Burying Ground, Old North Church ve Paul Revere House  görülmesi gereken “Freedom Trial” noktalarındandır.
Tarihi North End Boston

Copp's Hill Burying Ground, COPP Tepesi Mezarlığı, North End Park’ın içindeki Boston'un en eski ikinci mezarlığıdır. Bu tepede binlerce sanatkarlar, zanaatkarlar, tüccarlar, bakanlardan Mather'ın ailesi, tersane sahibi Edmund Hartt, “Old Nort Church” çan kulesinde savaş zamanı fenerle sinyal veren Robert Newman, Faneuil Hall tepesindeki çekirgeden hazırlanmış rüzgargülü üreticisi Shem Drowne, kölelik karşıtı aktivist ve Siyah Masonik Düzen kurucusu Prince Hall ve “Yeni Gine”den gelip burada yaşamış binlerce Afrika kökenli Amerikalı gömülüdür.

COPP Tepesi Mezarlığı
Paul Revere House , 1680 civarında inşa edilen bir ev olarak, Boston şehir merkezindeki en eski yapıdır. 1770 ile 1800 arası, gümüşçü Paul Revere ve ailesinin evi olmuş. Paul Revere, Samuel Adams ve John Hancock’un, İngilizlerin onları tutuklamak için geldiği haberini vermesinden sonra Lexington, Massachusetts doğru çıktığı, "gece yarısı yolculuğu" ünlüdür. 19. yüzyılda, yüzlerce North End, İrlanda, İtalyan ve Yahudi göçmenleri Paul Revere House’da yaşamış. 20. yüzyılda, ev restore edilerek, müzeye dönüştürülmüş.
Paul Revere House
Old North Church, "Christ Church of Boston City" olarak bilinen bu Piskoposluk kilisesi, 1723 yılında inşa edilmiş ve Boston’un en eski Kilisesi yapısıdır. Robert Newman, bu kilisenin çan kulesinden, fenerlerle, Lexington ve Concord Savaşı arifesinde yaklaşan İngilizlerin sinyalini vermiştir; "Bir kara yoluyla, iki, deniz yoluyla". 191 metre boyundaki çan kulesi Boston’un en yüksek çan kulesidir. Çan kulesindeki çanlar Amerika'ya getirilen ilk çanlardır. Tavanı, pirinç avizeleri ve kilisenin ilk saati orjinaldir. Burası ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.
Old North Church
Congress Street üstündeki “City Hall”, Boston "yeni" Belediye Sarayı, şehrin belediyesine ev sahipliği yapmaktadır. Boston City Hall 1865 yılında tamamlanmış eski görkemli bir yapının yerine, 1963 ve 1968 yılları arasında inşa edilmiştir. Belediye, 1969 yılında bu yeni komplekse taşındıktan sonra, şimdi 'Old City Hall' olarak bilinen buİkinci İmparatorluk” tarzı bina, bir ofis binası haline getirilmiştir.
Boston City Hall
Freedom Trail üzerinde yürümeye devam ederken, Congress Street üzerindeki Carmen parkta üzerinden dumanlar yükselen, çok etkileyici altı tane cam kuleye rastladık.
The New England Holocaust Memorail
Yaklaştığımızda bunun benzersiz güçlü semboller kullanan bir “Holokost” tasarımı, The New England Holocaust Memorial olduğunu gördük. Çok etkileyici ve düşündürücü bir anıt! Özellikle Boston şehir merkezinde “Freedom Trail” konumunda, Faneuil Hall ve Amerika tarihinin diğer birçok hazinelerine yakın olan bu yerin seçilmesi de önemli. Bu bölgeyi seçerek, anıt, “özgürlük” ve “zulmün” anlamını ve "bir toplumda insan haklarına saygının önemini" değerlendirmemiz için, eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Holokost anıtı, her biri 54 metre yüksekliğinde, altı şeffaf cam kulelerden oluşmakta. Kuleler, geceleri içindeki ışıltısı ile yanar görünümde ve altı ölüm kampıyla anılıyor : Majdanek, Chelmno, Sobibor, Treblinka, Belzec, and Auschwitz-Birkenau. Bu kuleler, Nazi ölüm kamplarından her birinin adını taşıyan bir karanlık odadan oluşmakta ve her biri siyah granit bir yol ile birbirine bağlanmakta. Yükselen duman, bu odaların altındaki kömürleşmiş közden yükseliyor.
Auschwitz- Birkenau
Altı milyon rezil dövme numaraları ve Nazi bürokrasisinin hayalet gibi defterleri, düzenli bir desen ile camlara kazınmış. Etkileyici ve zengin bir metafor; altı kule hatırlıyorum, altı ana ölüm kampları, ölen altı milyon Yahudi, ya da altı anıtsal mumlar dizisi…
Altı Anıtsal Mum
Bunun hemen yanında Union Street üzerinde 1800’lü yıllardan kalan binalar ve publar sıralnmış… Boston’un en eski ve Amerika’nın ise 1826 yılından beri sürekli hizmet veren en eski restorantı olan Union Oyster House , en taze deniz ürünlerini ve New England spesiyallerini yiyebileceğiniz tarihi bir mekan…Tarihi doku aynen korunmuş, mükemmel!
Union Street- 1900'lü yıllar
Union Street- 10.11.2011
Başınızı kaldırıp biraz ileri baktığınızda, Freedom Trial’ın önemli noktalarından Faneuil Hall ve Quincy Market’i göreceksiniz. 
Faneuil Hall
Boston'un ilk halka açık pazarı olan Faneuil Hall, 1742 yılından bu yana bir halk pazarı ve bir toplantı salonu olarak hizmet vermiş. Binanın sahibi Peter Faneuil tarafından binanın tepesine yaptırılan altın kaplama çekirge rüzgargülü Boston'un simgelerinden biri kabul ediliyor. Amerikan Devrimi sırasında bu "altın çekirge" bir parola olarak kullanılmış: casus olduğundan şüphelenilen kişilere Faneuil Hall'un üzerindeki nesne sorulurmuş. Eğer çekirge olduğunu bilirse özgür bırakılırmış, yok eğer bilemezse İngiliz casusu olarak tutuklanırmış.  

Faneuil Hall'un Tepesindeki Altın Kaplama Çekirge Rüzgargülü
Samuel Adams ve diğer vatanseverler tarafından ilham verici konuşmalar Faneuil Hall'da verilmiş. Bu güzel ve etkili konuşmaların Amerika'nın İngilizlerden bağımsızlığını elde etme arzusunu ateşlediğine inanılıyor... Faneuil Hall, 1806 yılında gelişen şehir sakinleri için, daha fazla alışveriş alanı sağlamak amacıyla genişletilmiştir. Boston bir şehir olunca, bir hükümet buluşma yeri olarak Faneuil Hall’ın kullanımı sona ermiş, ama yine de düzenli olarak kullanılmış. Bugün, birinci kat hala canlı bir pazar yeri olarak kullanılamakta,  ikinci katında ise Boston Şehir tartışmaların yapıldığı bir toplantı salonu. Bina ücretsiz olarak ziyaret edilebilmekte.
Faneuil Hall 2. Kat
Faneuil Hall 2.kat
1976 yılında büyük bir kentsel yenileme projesi ile, modern bir kent pazarı olarak Faneuil Hall çevresinde bütün alan mağazalar, restoranlar ve foodstalls olarak şu andaki haline dönüştürülmüş. Faneuil Hall Marketplace (Pazar yeri), Georgia tarzı tarihi bir bina olan Faneuil Hall, Quincy Market, Kuzey Market ve Güney Pazar binaları ve sokak eğlenceleri ile popüler bir alan.. Ve her yıl 12 milyonun üzerinde ziyaretçi çekmektedir. Burası, 49 dükkan, 44 alışveriş arabası, 18 tam servis restoran, 35 yiyecek standları ve Boston'un en popüler komedi gece kulübü ile geçmiş ve şimdiki zamanın tüm canlılığını zarifçe bir araya getiriyor. Akşamları da çok canlı ve eğlenceli bir yer...
Faneuil Hall Marketplace
Quincy Market Colonnade
Quincy Market, mutlaka gidilmesi ve lezzetli yemeler yemek için biraz mola verilmesi gereken bir yer… Quincy Market Colonnade’de, New England'ın en büyük yemek salonu içinde (163 metre), 36'dan fazla uluslararası yiyecek satıcıları bulacaksınız. İnanın ne yiyeceğinizi şaşırırsınız. Ben burada meşhur "clam chowder (deniz tarağı çorbası)" tattım ve çok beğendim. Ayrıca çok güzel sandviçler, pizzalar, deniz ürünlü makarnalar ve tatlılar yedik. Buraya mutlaka aç gidin, yoksa yiyemezsiniz ve aklınızda kalır! 
Boston Clam Chowder
Quincy Market Colonnade’de, baklava, zeytinyağlı yaprak sarma, döner, musakka, peynirli yeşil salata-Greek salad- vb. bildiğimiz yiyecekleri her zamanki gibiSteve's Greek Cuisine”de gördük. Aferin adamlara, istikrarlı bir şekilde tüm dünyaya tanıtıyorlar  “Greek” mutfaklarını… Bu arada State Street’de “Sultan’s Kitchen” diye bir Türk lokantası gördük. Gerçi “Osmanlı!” kafasıyla, “Sultan, Kebab House, Pasha, Saray vb.” isimlerle Türk Mutfağı nasıl  tanıtacağız anlamıyorum ya…  
Quincy Market Colonnade -Yemek Salonu (163 m.)
Quincy Market Colonnade-Pushcart (alışveriş arabası)
Ayrıca bizim gibi şanslıysanız J, mutlaka bir sokak gösterisine de rastlayıp hoşça vakit geçirebilirsiniz.
Faneuil Hall Sokak Gösterisi
Congress Street ile State Street’in kesiştiği noktada Freedom Trial noktalarından Old State House karşınıza çıkar. Old State House, Massachusetts Bay Koloni hükümet binalarına ev sahipliği yapmış olan, 1713 yılında inşa edilmiş, gerçek anlamda tarihi bir bina. 1600'lerin ortalarında inşa edilen orijinal ahşap bir yapı olan Boston "Town House" 1711 yılında yangın tarafından tahrip olduğu için şu andaki bina yapılmış. Kraliyet Valisi, Beacon Hill’deki yeni State House 1798 yılında inşa edilene kadar burada başkanlık etmiş. 18 Temmuz 1776 günü, Boston vatandaşları, bu binanın balkonundan Massachusetts halkına açık ilk okuması yapılan,Bağımsızlık Bildirgesi”ni duymak için sokakta toplanmış.
Old State House
Freedom Trial noktalarında birisi olan Boston Massacre Site , Old State House önünde, Boston Katliamı anısına kaldırımda bir dairedir. Kolonistler ve İngiliz askerleri arasındaki gerilim, 5 Mart 1770 tarihinde bu alanda, şiddetle patlak vermiş. Bir wigmaker (peruk satıcısı) genç çırak ve bir İngiliz nöbetçi arasında küçük bir anlaşmazlık, bir isyana dönüşmüş. Yardımına gelen İngiliz askerleri, kartoputaşlar ve hakaretler savuran öfkeli bir kolonist kalabalığı tarafından karşılanmış. Askerler kalabalığa ateş etmiş ve beş kolonist öldürülmüş. Samuel Adams ve diğer vatanseverler, bu olaya bir "katliam" demişler. Bugün bu alan “Boston Katliamı Bölgesi” olarak anılmakta.
Boston Katliamı İşareti
State Street boyunca deniz kıyısına doğru yürüdüğünüzde, Marriott  Long Wharf, Boston Harbour Cruises ve New England Aquarium’a gelirsiniz. 18. yüzyılda, Boston Long Wharf, şehrin ticaret merkezi, liman içine kadar uzanan, kentin hareketli denizcilik sektörünün merkeziymiş. Bugün Marriot Hotel tarafından işletilen popüler bir eğlence alanının bir parçası. Gece limandan görülen manzara nefis...
Marriott Long Wharf
Marriott Long Wharf at night- arkada Costum House
TarihiCustom House”1847 yılında klasik bir Yunan tapınağı şeklinde inşa edilmiştir. Neoklasik tapınak 1913 yılında tepesinde bir kule inşa edildiğinde, kentin ilk gökdeleni (151m) olmuş. "Custom House" federal mülkiyete geçtiği için, 125ft (38m) olarak belirlenen şehir bina yüksekliği sınırı göz ardı edilmiş. Yine de kentin en yüksek binası Prudential Tower 1964 yılında Back Bay semtinde inşa edilene kadar, bu unvanı elinde tutmuş. 1986 yılında gümrük departmanı daha modern bir binaya taşınmış ve bina, 1999 yılında bir otel (Marriott’s) haline getirilene kadar boş durmuş. Tarihine saygı olarak, kubbeli kısmında küçük bir denizcilik müzesi bulunmakta.
Custom House
Custom House Tower
Freedom Trial’da Boston Çay Partisi (Boston Tea Party)’nin başladığı yer olduğu için, en iyi bilinen taihi yerlerinden birisi Old South Meeting House1729 yılında sömürgeci Boston’un en büyük yapısı olarak, Püriten bir ibadet evi olarak inşa edilmiş. Old South Meeting House gerçek anlamda, Amerika Birleşik Devletleri'nin doğumda önemli bir rol oynamış. 1773 kışında, 5.000 'den fazla kolonist, çay vergisni protesto etmek için, burada yapılan bir toplantıda bir araya gelmiş. Tartışma saatler sürmüş ve sonra, Samuel Adams dışarı çıkıp bekleyen kalabalığa "Bu toplantı, ülkeyi kurtarmak için başka bir şey yapabilir!" diye seslenmiş. Protestocular Old South Meeting House’u terk edip, Boston Limanındaki  üç çay yüklü geminin yükünü Boston rıhtıma dökmüş. Böylece Amerikan tarihini sonsuza dek değiştirmişler. 275 yıl daha sonra, bu SİT alanı hala toplantılar için merkezi bir ev olarak kullanılmakta ve Boston'un geçmişteki ve şimdiki halinin büyüleyici bir parçası olmaya devam etmekte.
Old South Meeting House
Güneye doğru yürümeye devam ettiğinizde, karşınıza "the Gateway to Boston" diye anılan “Rowes Wharf” çıkacak. Burası Seaport District’de 5.38 dönümlük bir alanda kurulu, 345.000 metrekarelik bir yapı. 1764 yılında ilk bölümü yapılan ve 1987 yılında tamamlanan yapı, 55 metre yüksekliğinde ve 16 katlı. Şu anda Boston Limanı'nın en güzel  bölgesi olan bu çekici binada, 230 odalı dört yıldızlı Boston Harbor Hotel, 100 lüks devremülk ve gerekli denizcilik tesisleri bulunmaktadır.
Rowes Wharf
Boston Harbor At Rowe Wharf-arka Moakley Federal Courthouse
Bu arada kayınpederin yıllardır bahsettiği ama hiç görmediğimiz "Marika"yı da Boston'da bulduk... Meğer buradaymış!
Boston Harbor At Rowe Wharf
Deniz kenarındaki yürüyüş yolunu takip ederseniz, karşı Seaport District bölgesindeki “Boston Childeren’s Museum”, “Boston Tea Party Ship & Museum”, “Moakley Federal Courthouse” gibi yerleri görebilirsiniz. Bu civarda Atlantic Avenue'da çok güzel “seafood” yerleri de var.
Seaport District-Boston's Childeren Museum
Seafood in Boston
Seafood in Boston
Biraz daha yürüdüğünüzde Financial District’desiniz. Hemen ileride Chinatown ve Theatre District bulunmakta. “Occupy Wall Street” eylemi burada da Federal Reserve Bank Of Boston civarında yapılmakta. Buradaki eylemcilere de desteğimizi gösterdikten sonra, South Staion’a vardık.
"Occupy Wall Street" in Boston
Artık çok yorulduğumuzu tahmin edeceğiniz üzere, 1899 yılında açılan South Station’dan “T”ye binip, Back Bay Station’a gitmeye karar verdik. Boston Güney İstasyonu, 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş, ülkenin en görkemli anıtsal tren istasyonlarından biri olarak, sadece bir ulaşım merkezi değil, aynı zamanda alışveriş yapmak ve yemek yemek için de eğlenceli bir yer olarak düşünülmüş. 21. Yüzyılda Türkiye’nin başkentinde, hala şehri birbirine bağlayan düzgün bir metro yapıp, işletmeye alamayan ve insanca ulaşımı bize çok gören tüm yöneticilerimize itfah olunur!
Boston South Station Entrance
"Back Bay Station"da indiğinizde tarihsel bölgeler arasında Boston için en iyi bilinen yerlerden biri olan Copley Square’ a gelirsiniz. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Cambridge’e taşınmadan önce buradaymış. Burası mimarinin ve zarafetin birlikte yer aldığı bir bölge olarak biliniyor. Copley Place, Trinity Church, Boston Public Library, John Honcook Tower, Prudential Center ve Newbury Street görülmesi gereken ilginç yerler.

Trinity Church muhtemelen bu meydanın en önemli dönüm noktası olarak 1872-1877 yılları arasında yaptırılmış. Kil çatısı, büyük kemerleri ve uzun kulesi ile 19. yüzyıl Amerika’sındaki Avrupa etkisini en fazla anımsatan görüntüye sahip. Amerika'da ilk on binadan biri olarak sürekli övülmektedir.
Trinity Church
Copley Square’in başka bir köşesinde harika Boston Halk Kütüphanesi (Boston Public Library) yer almaktadır. 1895 yılında açılan, ilk çocuk odası olan, Amerika'daki ilk halka açık belediye kütüphanesi. Binanın zarafetine ve asaletine bakın, aynı bizim Milli Kütüphane!
Boston Public Library
Old South Church
Boston Halk Kütüphanesinin iki blok ilerisinde Prudential Center karşınıza çıkar. Bir nevi Boston’un “Empire State” binası da denilebilir. Bu kompleksin merkezinde bulunan ve 1965 yılında açılan 52 katlı Prudential Kulesi (Prudential Tower), John Hancock Tower inşa edilene kadar (1976-60 katlı), kentin en yüksek ve aynı zamanda New York dışındaki en yüksek bina olarak anılmaktaydı. 4.000 pencere ve neredeyse yarım milyon metre kare ofis alanı içerir. 52. katta "Top of the Hub" adlı bir restoran bulunmakta. Bunun altındaki, 50. katta, Prudential Skywalk, Boston için, 360 derecelik popüler bir turistik şehir görüntüsü sağlar. Biz çıkmadık, ama eminim güzel bir manzara vardır!

            
John Hancock Tower
Prudential Tower


Back Bay bölgesindeki en turistik noktalardan birisi de Newbury Caddesi. Bostonlular burası için “Rodeo Drive of the East-Doğu Rodeo Drive" diyormuş. Ben gerçek "Rodeo Drive- Los Angeles"ı gezen biri olarak, buna pek katılamayacağım! Kıyas kabul etmez bence... San Francisco, Los Angeles ve New York’un benzer en seçkin bölgelerine eşit, Boston’u temsilen moda ve stil konusunda hizmet verebilir, şık ve elit olabilir ama “Rodeo Drive” olması biraz zor...
Newbury Street- Back Bay
Sokakları, mimarisi, bağımsız dükkanları, high-end moda ve yemek kuruluşları ile eklektik bir karışımında olan Newbury’de son moda satın alabilir ya da modaya uygun bir kafede keyifli bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Çok fazla Avrupai tarzı olan bir alışveriş caddesi. Beni binalarının güzelliği dışında, çok etkilemedi açıkçası…
Newbury Street- Back Bay

Ancak Cambridge tarafından Charles River ve Back Bay manzarası bu bölgeye hayran olmama sebep olabilir. New York City Manhattan’a benzemesi böyle hissetmeme neden oldu belki de…

Back Bay seen from Cambridge


Son Söz: Gezmek sizi değiştirir ve iz bırakır… Sesler, görüntüler,tatlar ve kokular hep size o yeri hatırlatır… En mutlu olduğunuz yeri! Umarım bulursunuz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder