12
Kasım 2011 sabahı, Boston’dan New York’a gitmek üzere geri dönüş yolumuza çıkmamız
gerekiyordu. Akşam saat 22:00’de JFK’den kalkacak, THY NY-İST uçağı ile tatilimizi
bitirip, maalesef geri döneceğiz. Bu sebeple, yolumuzun üstünde olan Yale Üniversitesi ziyaretimizi bugüne bıraktık. Sabah erkenden otelden ayrılıp, 2.5
saat sürecek bir araba yolculuğu ile New Haven, Connecticut’taki Yale’e gittik.
Yale
Üniversitesi’nin logosu ve sloganı “Lux et Veritas-(Light and Truth)” "Işık ve Gerçek" anlamında...
|
Yale Logosu ve Sloganı |
Hatırlarsınız, Yale Üniversitesi'nin bizim için anlamı çok büyük!
Daha önceki Boston yazımda da bahsettiğim gibi, Hacer Teyzesi, Çağla’nın
göbek bağını, 1997 yılının Ağustos ayında Yale’e gömmüştü… Çağla daha bir aylıktı ve neden Yale
olduğunu çok iyi anımsamıyorum, belki de bir işaretti J. Çünkü Hacer o yaz,
Amerika’ya yerleşen Hacettepe Üniverisitesi’nden arkadaşlarıyla, Orlando, New
York ve Boston’u kapsayan bir gezi yapmıştı. 14 sene sonra, burasını birlikte ziyaret etmek bizi
çok heyecanlandırıyordu. Baksanıza, göbek bağını ararken yüzünde güller açmış kızımın!
|
Çağla Yale'de göbek bağını arıyor! |
Mükemmel
bir cihaz olan GPS’in yardmıyla, gerçekten de 2.5 saat sonra, elimizle koymuş
gibi bulduk “Yale Visitor Service”i… Şanslıydık, Berkeley College South- Elm
Street kapısında (Durfee Hall’ın karşısı) park ettik arabamızı… Parkmetreye yaklaşık
2.5 saatlik bir süre için bozuk para atıp, 143 Elm Street adresindeki, 1767
yılında yapılmış olan “Mead Visitor Service”e doğru yürüdük. Burası küçük ve sıcak bir
Yale müzesi sanki.
|
Çağla Yale'de! |
Okulun maskotu "Handsome Dan-Yakışıklı Dan", bilinen "Yale Bulldog" ve Yale mücadele şarkının nakaratı (Yale Üniversitesi'nde bir öğrenci iken, Cole Porter tarafından yazılmış), "Bulldog, bulldog, bow wow wow." Okulun rengi Yale Mavisi. Yakışıklı Dan, Amerika'da ilk üniversite maskotu olarak, Yale'de 1889 yılında kurulmuştur. 1889 yılında onun sahibi olan, öğrenci Andrew B. Graves, kampüse ilk "Yakışıklı Dan"ı getirmiş. Ve bu bulldog, hızlı bir şekilde, ateşli bir anti-Harvard eğilimlerinin tüm halefleri için bir gereklilik halini alan, sevilen bir maskotu haline gelmiş. O dokuz yıl sonra öldüğünde, sahibi Graves köpeğini doldurulmuş olarak saklamış ve şimdi o ilk maskot, Yale kupa odasında yapılan camın altında.
|
Yale'in maskotu Bulldog- ilk Handsome Dan |
Maalesef saat 1:30 pm de başlamış olan "guided tour”a yetişemediğimiz için, kendi turumuzu yapmak için gereken self-guided walking tour” haritalarını ve broşürlerini buradan aldık. Bu bilgileri alabileceğiniz adres, http://www.yale.edu/gateways/visitors.html
|
Yale Old Campus |
Burası
inanılmaz güzel bir yer, bence Harvard’dan bile daha güzel… Binalar, yollar,
parklar, heykeller gerçek değil de, sanki bir resim karesi gibi ya da tarihi
bir film sahnesi olacak kadar güzel ve etkileyici…
|
Yale Old Campus Houses |
Rehberimiz
Murat eşliğinde, Visitor Center"dan çıkıp New Haven Green'in yanındaki
College Street'ten Yale Walking Tour"umuza başladık.
|
Yale Mead Visitor Center - 143 Elm Street |
Her Amerikan şehrinde olduğu gibi, burada da merkeze yapılmış bir ana park olan "New Haven Green"e bayıldık. Burada gerçi her yer park gibi ama, "doğa-insan ilişkisine verilen önemin ve birlikteliğine saygılı bir özenin gösterilmesi amacına hizmet ettiği" görüşüme artık kesinliklik kazandıran bu parkları, kıskanmıyorum desem yalan olur. Sağımızdaki harika bir kemerli kapıdan "Old Campus"e girdik. Burası "Phelps Hall and Archway", Yale Üniversitesi'ne sembolik bir giriş olarak, 1896 yılında Tudor stilinde inşa edilmiş.
|
Yale Old Campus- Phelps Hall & Archway |
Yale Old Kampüs, aynen Harvard'taki gibi birinci sınıf öğrencilerine ev sahipliği yapan, okulun en eski binalarından oluşmakta. Bunlardan en güzeli New Haven'in en eski binası ve ulusal tarih mirası olarak bilinen, 1750 tarihli Connecticut Hall.
|
Yale Old Campus - Connecticut Hall |
Bu alan aynı zamanda yaklaşık 20,000 kişinin katıldığı, her sene mayıs ayında yapılan mezuniyet törenine de ev sahipliği yapıyormuş.
|
Yale Old Campus |
"Old Campus"te, önceki eski kütüphane ve ilk Gotik dini bina olan Dwight Hall & Chapel ve Linsly-Chittendal Hall ve Street Hall binları da gözlerini alamayacağınız güzellikteki sınıf ve yurt binaları.
|
Yale Old Campus-Dwight Hall & Chapel |
Yale’in
kökleri, sömürge din
adamlarının, Yeni Dünya’da, Avrupa
liberal eğitim geleneğini korumak için New Haven’da bir üniversite kurmak için bir çaba gösterdiği 1640’lara
kadar geri izlenebilmektedir.
Bu vizyon 1701 yılında yerine getirilmiş
ve aşağıdaki okul tüzüğü
kabul edilmiş, “Gençlere burada sanat ve sosyal bilimler
öğretilerek, Yüce Allah’ın lütfu ile
Kilise ve Sivil Devlet isdihdamı
için uygun olarak yetiştirilmelidir.” 1718 yılında, okul, Galli tüccar
Elihu Yale tarafından 417 kitap, Kral I. George’un bir portresi ile birlikte dokuz balya mal satışından elde edilen gelirlerin bağışladığı için, "Yale Koleji" adını almıştır.
|
Yale Cross Campus |
"Old Campus"u Giamatti Bench'ten geçtik ve High Street'e çıkarak turumuza devam ettik.
|
Yale Old Campus- Giamatti Bench |
Kafanızı kaldırdığınızda 216 ft (66 m). yüksekliğinde Yale'in ana sembolü ve 1921'de tamamlandığında "Washington Monument"ten (1885-169.24m) sonra, ülkedeki en yüksek kule olan Harkness Memorial Tower'u göreceksiniz. Burası 54 zilden oluşan çan kulesi, Yale'in ileri gelenlerinin heykelleri , Homer, Aristo, Öklit, Dante, Shakespeare gibi alegorik (göndermeli) figürleri, mizahi öğrenci heykelleri ve Tıp,
Ekonomi, Hukuk ve Kiliseyi betimleyen, "Cesaret ve Çaba", "Savaş ve Barış", "Cömertlik ve Düzen", "Adalet ve Gerçek", "Hayat ve Terakki", "Ölüm ve Özgürlük" mecazi figürleri ile bir anıt.
|
Yale Harkness Memorial Tower |
Harkness Tower"in High Street üzerindeki anıtsal demir kapısının üzerine özenle işlenmişYale sloganı düşündürücü; For God, For Country, For Yale... Ne de olsa Yale mezunu beş ABD Başkanı var; William Howard Taft, George H.W. Bush, George W. Bush, Gerald Ford (Law Scholl) ve Bill Clinton (Law Scholl). Dünü koruyarak, geleceği inşa ediyorlar! http://buildings.yale.edu/
|
Harkness Memorail Gateway |
Yale
Üniversitesi'nde üç önemli akademik bileşenler bulunmakta; Yale Koleji (lisans programı),
Sanat ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
ve meslek okulları. Buna ek olarak, Yale, merkezleri ve programları, kütüphaneleri, müzeleri ve
idari destek ofisleri ile geniş bir yelpazede çalışmaktadır. 311. yaşındaki
Yale’e, şu anda yaklaşık olarak, 11.250
öğrenci devam etmektedir. İlk uluslararası öğrencisini, 1830’larda bir öğrenci Latin Amerikalı ile kabul etmiş. Bugün 108 ülkeden gelen uluslararası öğrenciler, lisans öğrencilerinin %17’si civarında. Kadınlar 1873 yılından beri burada öğrenim görmekteymiş.
|
Yale - High Street |
High Street'ten Chapel Street'e doğru yürümeye başladık. Ama gördüklerimizin güzelliğinden o kadar etkileniyorduk ki, hızlı ilerlemek mümkün olamadı. Birden bir bahçeye açıldı yol. Kenarındaki binalar nasıl güzel anlatamam; ama belki resimler ne demek istediğimi daha iyi anlatır...
|
Yale Sculpture Garden |
Bir tarafta Brandford College, diğer tarafta Jonathan Edwards College var... Böyle bir binada okumak ve yaşamak nasıl bir duygudur kimbilir?
|
Yale Brandford College |
Yale College, 1930'lu yılların başlarında, ABD'de yatılı kolejlerin kurulması ile, ortaçağdan kalma Oxford ve Cambridge gibi İngiliz üniversitelerini model olarak alırak, şimdiki haline dönüştürülmüştür. Bu kendine özgü sistem, Yale öğrencilerine hem küçük bir üniversite ortamında samimiyet, hem de büyük bir araştırma üniversitesinin geniş kaynaklarının sunulmasını sağlıyor.
|
Yale-Jonathan Edwards College |
Her biri yaklaşık 450 üyeye sahip, on iki ayrı topluluklar (kolej) halinde yaşayan lisans öğrencilerinden bahsediyorum. Her kolej, sakinlerinin (öğrencilerinin), birlikte yaşamak, yemek yemek, sosyalleşmek ve çeşitli akademik ve ders dışı etkinlikleri takip etmelerini sağlamak için paylaştığı, birbirine denk ve canayakın topluluk tarafından kulaanılan bir avlunun çevrelediği ve tam bir şehir bloğu kadar alan kaplayan okullar aslında... Her kolejin bir üstadı (master), bir dekanı ve bunun yanısıra arkadaşları (fellows) olarak bilinen çok sayıda yerleşik öğretim üyeleri var. Her biri kendi yemekhane, kütüphane, seminer odaları, dinlenme salonları ve diğer tesislerine sahip.
|
Skull and Bones |
Hihg Strett'in sonunda Yale University Art Gallery"nin kemerinin altından geçip, Chapel Street'e ulaştık. Bu bina 1928 yılında Yale'in ilk modern binası olarak inşa edilmesine rağmen, eski dokuyla uyumu inanılmaz bir özeni gözler önüne seriyor. Burada tüm dünyadan 185,000'den fazla eser ve çalışma sergilenmekteymiş. Bu kampüsteki galerilerden sadece birisi... Ne de olsa Yale, ülkedeki ilk sanat okuluna ev sahipliği yapan ilk üniversiteymiş...
|
Yale University Art Gallery |
Chapel Street'te ilk gözümüze çarpan Yale Reperatory Theatre oldu. Burası ilk başta kilise olarak inşa edilmiş, ancak 1969'dan beri, Tony ödülü kazanmış profesyonel bir tiyatroya ev sahipliği yapıyormuş...
|
Yale Reperatory Theatre |
Yale
Tıp Fakültesi 1810 yılında tanınmış. Ardından, 1822 yılında İlahiyat Fakültesi,
1824 yılında Hukuk Fakültesi, 1847
yılında Sanat ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
(1861 yılında, Birleşik Devletler'de
ilk doktora verildi.), 1869 yılında Sanat okulları,
1894 yılında müzik izledi. 1900 yılında Orman
ve Çevre Çalışmaları, 1923 yılında Hemşirelik, 1955 yılında Drama, 1972
yılında Mimarlık ve 1974 yılında
İşletme ve Yönetim bölümleri açılmış.
Art & Architecture Building'den York Street'e döndüğümüzde, binanın yanında küçük şirin bir bina göreceksiniz. Burası 1878 yılından beri faaliyet gösteren, en eski üniversite günlük gazetesinin çıkarıldığı, Yale Daily News binası...
|
Yale Daily News |
York Street'te bir başka dünyaya geldiğinizi hissettiren birşeyler var. Eğer yol kenarındaki son model arabalar olmasa, ortaçağı anlatan bir sinema dekoru içinde dolaştığınızı düşünebilirsiniz.
|
Jonathon Edwards College Gateway |
Ve karşınızda 1926 yılında inşa edilmiş olan Tiyatro okulu ve lisans öğrencileri tarafından kullanılan yüzyıllık bir tiyatro...
|
Yale University Theatre |
|
Yale School of Drama
|
Yale
yatılı kolejleri, “yurt” tanımından daha daha fazlasını içeren, "küçük cennetler"
olarak adlandırılmalı bence de! Onlar, yerleşik dekanlar ve ustaları, efsanevi okul
içi spor takımları, dünya liderlerine ev sahipliği yapan “Yüksek Lisans Çayları”,
sahip olunan bağlılık ruhu ve topluluk olguları ile benzersiz bir lisans deneyimi
yaşıtıyorlar. Pierson & Davenport Colleges bunların birer örneği...
|
Yale Davenport College |
|
Yale Pierson College -Çağla girmek için kapısını bayağı zorladı :))) |
Aynı
Harvard gibi, tüm bunların da kapılarında kart okuyucular var. İçeriye
giremememize rağmen, dışarıdan görünüşleri, o muhteşem kapılarının içinden
birazı görünen avluları ile, sanki zaman tünelinde gibiyiz. Her şey “ortaçağda
bir yerdeyiz” hissine kapılmamıza neden oluyor…
|
Yale Gateways |
|
Yale Student Gateways |
Binaların üzerindeki yazılar, kabartmalar ve figürler çok estetik, bazen de eğlenceli... Mesela bu resim, Davenport College Dining Hall servis girişinde çekildi. Şunun şirinliğine bakar mısınız?
|
Davenport College Kitchen- Murat buraya bayıldı:))) |
York- Elm ve Broadway Street kesişme noktası merkezi oluşturmuş. Burada restoranlar, kafeler ve magazalar var. Biz çok sevdiğimiz Au Bon Pain'de harika sandviçlerimizi yedikten sonra, Çağla'nın Yale tişört ve "hoode"lerini almak için Yale Bookstore'a uğradık.
Broadway Street'in sonundan Tower Parkway'e döndük. Karşımıza daha modern bir mimari ile inşa edilmiş ama dokuyu hiç bozmamış olan bir bina çıktı. Burası Morse& Stiles College. Tam karşısında Payne Whitney Gymnasium var. Burası 1932'de Yale'in görkemli, gotik "Cathedral of Sweat- Ter Katedrali" olarak inşa edildiğinde, dünyanın en geniş spor salonu imiş. Şu anda bile dünyanın içinde herşeyi olan nadir kapalı spor merkezlerinden birisiymiş.
|
Yale Morse & Stiles Colleges |
Morse College'in demir kapısından ilginç bir heykel gördük ve Yale mezunu Claes Oldenburg yapıtı bu devasa pop-art heykeli görmenizi isterim.
|
Lipstick & Caterpillar Tracks in Morse College |
"Swimg Space"binasının önünden devam ederk York Street'e döndüğümüzde karşımıza 1930 tarihli "Hall of Graduate Studies" çıktı. Burası Sanat ve Bilim Yüksek Lisans Okulu.
|
Hall Of Graduate Studies |
Hall of Graduate Studies binasının kemerli kapılarının işlemlerine ve yazı karakterine bayıldık. Özellikle de Çağla...
|
Hall Of Graduate Studies Gateways |
Artık Yale'deki en önemli noktalardan birindeyiz; Sterling Law Buildings and Law Scholl. Belki de bizim için en önemli yereden birisiydi burası...
|
Yale Sterling Law Buildings |
Çağla mutluluktan mest olmuş bir şekilde, yüzünde gülücüklerle pozlar verdi babasına... İlerisi için belki de ne güzel anılar...
|
Çağla Yale Sterling Law Building'de... |
|
Çağla Yale Law School'da ! |
En sonunda "Cross Campus"e geldik. Nasıl güzel bir alan var karşımızda kelimlerle anlatamam; kırmızı, sarı ve yeşil ağaçlar ve mükemmel binalarla çevrelenmiş bir parktayız yine...
|
Yale Cross Campus |
Burada ilk dikkatinizi çeken katedral görünümünde bir gotik yapı olarak inşa edilmiş ve 1931 yılında tamamlanmış olan Sterling Memorial Library... Burası 4 milyondan fazla kitabı barındıran, 15 katlı bir kütüphane. Asansörlerin
kapıları bile, Tıp, Hukuk, Nakliye, İmalat, Kimya, Tarım Hayvancılık, Tarım, ve
Makine İş bölümlerini anlatan, elle yapılan ferforjlelerle işlenmiş. Ancak, kütüphanenin
yapımı hakkında en ünlü ayrıntı pencereleri. Toplamda, kütüphanede 3.300 elle
dekore edilmiş pencere varmış.
|
Yale Sterling Memorial Library |
2008 filmi Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı filmindeki, Ruslardan kaçan Indiana Jones (Harrison Ford) ve Mutt Williams'ın (Shia Labeouf) kovalamaca sahnesinde ortaya çıkan yer bu kütüphaneymiş.
|
Yale Cross Campus |
Cross Campus'teki ilginç noktalardan birisi de "Women's Table. Bu granit çeşme Yale'deki karma eğitimin başladığı 1973 yılının 20. yıldönümünde yani 1999 yılında tasarlanmış. Üzerinde 1701 yılından beri üniversitede kayıtlı kadınların sayıları bulunmakta.
|
Women's Table |
Bu alanda sağda Berkeley College ve solda Bass Library göreceksiniz. Harika binalar...
|
Berkeley College |
|
Bass Library |
|
Yale Cross Campus |
Yale, binaları, kuleleri, çimenlikleri, avluları, geçitleri, kapıları ve kemerleri ile bir mimarlık eleştirmenin söylediği biçimde "Amerika'nın en güzel kentsel kampüs"ünü oluşturmuş… Ne şanşlı gençler burada okuyanlar. Darısı bizim kızımızın başına !
|
Yale Mom! |
|
Yale Dad! |